Çin
Hükümdarlarında biri bir gece dehşetli bir rüya görür. Rüyasını tabir ettirmek
için o zamanın astrologları diyebileceğimiz müneccimleri çağırtır.
Tüm
müneccimlerin yorumu ortaktır.
-Hükümdarım
derler, yakında günlerce süren bir yağmur başlayacak. Bu yağmur derelere
kuyulara karışacak ve bu sulardan içenler delirecek.
Hükümdar dehşet
içinde kalır. Bu yağmuru engellemenin bir yolu yoktur elbette. Saray
danışmanlarıyla uzun süren tartışmalar ve fikir alışverişleri neticesinde bir
çözüm bulunur.
Çok büyük
sarnıçlar yaptırır hükümdar. Bu sarnıçlarda su depolanır ki bu sular, uzun bir
süre saray halkının ihtiyacını karşılayacak seviyededir.
Bir süre sonra
korkulan yağmurlar başlar. Günlerce sürer, ara vermeden yağar yağar yağar.
Yağmur suları göllere nehirlere kuyulara karışır. Bu sulardan için halk birer
ikişer delirmeye başlar. Saray haklı bu sırada önceki biriktirilen sulardan
kullanmakta ve dehşet içinde olanları seyretmektedir.
Yalnız bir süre
sonra enteresan bir durum ortaya çıkar. Deliren halk, her türlü kuraldan azade,
coşkuyla sokaklarda kahkahalar atarak dolaşmaktadır. Bir süre sonra saraya
sığınmış, kapıları pencereleri sımsıkı kapatmış, korkuyla bakan saray halkını
hedef alır coşkulu kalabalıklar.
Sarayın etrafında
toplanarak “bunlar deli” diye saray halkını tacize başlarlar. Ve gittikçe büyür
sarayın etrafındaki kalabalık. Bir süre sonra saraya yumurtalar, taşlar atılır,
kahkahalar çığlıklar eşliğinde. Fiziksel zarar verme yoktur ama alaylar,
tacizler ,”bunlar deli “çığlıkları kesilmeden devam eder.
Günlerce dayanır
saray halkı, lakin bir süre sonra tacizler dayanılmaz bir hal alınca, hükümdar
saray halkını toplar.
Çözüm adına ne yapılacağı tartışılır, günler boyunca ve sonunda ortak bir fikirde karar kılınır.
Saray ahalisi, halkla
aynı sudan içerler ve kısa bir süre sonra, sarayın sımsıkı kapalı, kapıları
pencereleri açılır. Saray ahalisi de kahkahalar çığlıklar eşliğinde halkın
arasına karışır
***
Uzun zamandır
bloğumda iletişim yazıları yazmıyorum. İlk başlarda niş bir blog olması için yazmaya
başladığım iletişim, sosyal psikoloji vb
yazılardan keyif alsam da hayatın içinden öylesine yazığım yazılar ile kitaplar
diziler filmler ve el işleri paylaşımlarım daha kolayıma geldi doğrusu.
-Hadi bakalım
topla kendini biraz da ciddi yazılar yaz, diye kendime yaptığım telkinlerim
neticesi” sosyal etki ve uyum davranışı” üzerine bir yazı yazmaya karar verdim.
Yukarıda ki
hikaye ile başladım, sonrasında ciddi ciddi devamını getirdim.
Ve sonra bir
yerde ip koptu.
Nerede derseniz;
akşam haberlerinde gördüğüm bir haber, benim yazıyı bambaşka bir mecraya
taşıdı.
Pandemi
sonrasında iyice bunalan insanları ve ekonomiyi biraz rahatlatma amacı ile
atılan normalleşme adımları sonrası, bir senenin bunalmışlığı ile halkımız
meydanlara deniz kenarlarına hücum etmiş. Sosyal mesafe kuralları hiçe
sayılarak meydanlar hınca hınç insan dolmuş. Hatta öyle ki İstiklal
Caddesi’ne yeni gelenlerin girişi
yasaklanmış.
Pandeminin ilk
başlarında obsesyona dönüşen korunma içgüdüsü ile diğer tüm önlemlerle beraber dışarıdan gelen gıda paketlerini bile yıkamak zorunda hisseden insanlarımız, şimdi
“saldım çayıra mevlam kayıra” moduna girdiler.
Eee bu kadar
insan sokaklara dökülünce de bu güzel havalarda evde takılmak işkenceye
dönüşüyor tabi. Diğerlerini gören dışarı koşuyor.
Hani ne derler
“Elle gelen düğün bayram”…
Peki neticesi ne
olur?
Valla onu
bilemem işte…
Aynen hikayedeki gibi olacak bence ;)
YanıtlaSilHaha ha... İnsanlar o kıvama geldi de yasal kısıtlamalar zorla da olsa engelliyor şimdilik:))
SilHep birlikte delirmeden olmayacak demek ki :) ilk hafta sonu yasağı kalktığı gün ben gözümü yeni açmışım , haberlerde Eminönü, Karaköy tıklım tıklımdı, daha ne diyeyim.İnsanlar kime, neyi ispat peşindeler hiç anlamıyorum ama delilik hali bu, buna sahiden inanıyorum.
YanıtlaSilYani bir senedir bir sürü sınırlamaya maruz kalan insanların ruh sağlığının normal olduğu da söylenemez bence. Şimdi de hep birlikte bunu ispatlama peşindeler:))
SilDelilik iyidir.
YanıtlaSilBir ölçüye kadar.
:)
Hah ha... Demi demi... "Akıllı olup alemin derdini çekene kadar deli ol da alem senin dersini çeksin" diyenlerin bir bildiği varmış hani:))
Silhımms ikinci bölümü açıklamak için bu çin öyküsünü mü yazdıın :) o çin in devamında noluyoi :)
YanıtlaSilYok yok öyle değil. İnsanların birbirlerinden nasıl etkilenerek uyum davranışları geliştirdiklerine dair ciddi bir yazı yazıyordum. Sonra bu haberleri görünce görünce "tam yerine denk geldi,manzara koydum" diyerek o kısmı çıkarıp bu kısmı ekledim:))
SilNoolsun beraber deliliğin tadını çıkarıyorlar:))
ben hala paketleri balkonda tutuyorum, bozulacakları yıkamadan yerleştirmiyorum. bana fazla rahatlamış geliyorlar. twitterda sürekli üst sıralarda salgın yalan malan hikayeleri bu insanlar yüzünden karantinam uzadıkça uzuyor.
YanıtlaSilEvet gereksiz bir rahatlama oldu insanlarda.Sosyal medya insanları yanlış da yönlendirebiliyor ve bunun önüne geçebilmek zor. Kişisel tedbirlerimize dikkat etmekten başka çare görünmüyor.
SilÇoktan delirdik hep birlikte:) Yalnız ben bu aralar iyice yalnız bırakıldığımızı hissediyorum. Herkes her anlamda kendi haline bırakıldı.
YanıtlaSilEvet yaşananlar akıllı işi değil.Kolektif bir delilik hali yaşanıyor.:)) Haklısınız, insanlar kendi başının çaresine bakmaya çalışıyor.
SilBöyle hikayeleri çok seviyorum. Bunun bir başkası da körler ülkesinde tek gözlü kişinin kendini üstün sayması...
YanıtlaSilŞark kültüründe hikayeler çok önemli yer tutar. Hikaye dinlemek ve anlatmak kodlarımızda var:)
SilBazılarının boş vermişlik durumunda olması sebebiyle diğer dikkat edenler mağdur oluyor. İşte bu tam delirmelik bir mesele :))
YanıtlaSilBence de hikaye de anlattığınız gibi olacak olabilir. Bir çırpıda okudum hatta öyle ki ben sonrasında ne olacağını da merak ettim :)
Evet sorumsuz insanlar başkalarında da zarar veriyor. Dediğiniz gibi delirmemek elde değil. Hele de o sağlık görevlileri canları pahasına mücadele ederken:(
SilSonrasında sen sağ ben selamet:)) Topluca deliriyorlar :))
Hikâyeleri okumak gerçekten güzel oluyor.Herkesin ruh sağlığı bozuldu bence de.Umarim sonumuz hikâyedeki gibi olmaz:)
YanıtlaSilBilmem ruh sağlığı yerinde kaç kişi kalmıştır :))
SilEski bir sarkı takıldı dilime "oynatmaya az kaldı, doktorum nerde" ama bu pandemide saglıkcılarımızı, doktorlarımızı birbir yitiriyoruz. Ne kaldıki yitirmedigimiz, ben akıl saglıgımı yitireli cok oldu, sarnıc suyunu sonradan icenler sayesine... Ahh pardon bu arada sizi Deep sayesinde buldum
YanıtlaSilHoş geldiniz... Milletçe aynı durumdayız maalesef.Elden gelen bir şey olmayınca...
Sil