15 Mart 2021 Pazartesi

ELLE GELEN…

Çin Hükümdarlarında biri bir gece dehşetli bir rüya görür. Rüyasını tabir ettirmek için o zamanın astrologları diyebileceğimiz müneccimleri çağırtır.

Tüm müneccimlerin yorumu ortaktır.

-Hükümdarım derler, yakında günlerce süren bir yağmur başlayacak. Bu yağmur derelere kuyulara karışacak ve bu sulardan içenler delirecek.

Hükümdar dehşet içinde kalır. Bu yağmuru engellemenin bir yolu yoktur elbette. Saray danışmanlarıyla uzun süren tartışmalar ve fikir alışverişleri neticesinde bir çözüm bulunur.

Çok büyük sarnıçlar yaptırır hükümdar. Bu sarnıçlarda su depolanır ki bu sular, uzun bir süre saray halkının ihtiyacını karşılayacak seviyededir.

Bir süre sonra korkulan yağmurlar başlar. Günlerce sürer, ara vermeden yağar yağar yağar. Yağmur suları göllere nehirlere kuyulara karışır. Bu sulardan için halk birer ikişer delirmeye başlar. Saray haklı bu sırada önceki biriktirilen sulardan kullanmakta ve dehşet içinde olanları seyretmektedir.

Yalnız bir süre sonra enteresan bir durum ortaya çıkar. Deliren halk, her türlü kuraldan azade, coşkuyla sokaklarda kahkahalar atarak dolaşmaktadır. Bir süre sonra saraya sığınmış, kapıları pencereleri sımsıkı kapatmış, korkuyla bakan saray halkını hedef alır coşkulu kalabalıklar.

Sarayın etrafında toplanarak “bunlar deli” diye saray halkını tacize başlarlar. Ve gittikçe büyür sarayın etrafındaki kalabalık. Bir süre sonra saraya yumurtalar, taşlar atılır, kahkahalar çığlıklar eşliğinde. Fiziksel zarar verme yoktur ama alaylar, tacizler ,”bunlar deli “çığlıkları kesilmeden devam eder.

Günlerce dayanır saray halkı, lakin bir süre sonra tacizler dayanılmaz bir hal alınca, hükümdar saray halkını toplar.

Çözüm adına ne yapılacağı tartışılır, günler boyunca ve sonunda ortak bir fikirde karar kılınır.

Saray ahalisi, halkla aynı sudan içerler ve kısa bir süre sonra, sarayın sımsıkı kapalı, kapıları pencereleri açılır. Saray ahalisi de kahkahalar çığlıklar eşliğinde halkın arasına karışır

***

Uzun zamandır bloğumda iletişim yazıları yazmıyorum. İlk başlarda niş bir blog olması için yazmaya başladığım iletişim, sosyal  psikoloji vb yazılardan keyif alsam da hayatın içinden öylesine yazığım yazılar ile  kitaplar diziler filmler ve el işleri paylaşımlarım daha kolayıma geldi doğrusu.

-Hadi bakalım topla kendini biraz da ciddi yazılar yaz, diye kendime yaptığım telkinlerim neticesi” sosyal etki ve uyum davranışı” üzerine bir yazı yazmaya karar verdim.

Yukarıda ki hikaye ile başladım, sonrasında ciddi ciddi devamını getirdim.

Ve sonra bir yerde ip koptu.

Nerede derseniz; akşam haberlerinde gördüğüm bir haber, benim yazıyı bambaşka bir mecraya taşıdı.

Pandemi sonrasında iyice bunalan insanları ve ekonomiyi biraz rahatlatma amacı ile atılan normalleşme adımları sonrası, bir senenin bunalmışlığı ile halkımız meydanlara deniz kenarlarına hücum etmiş. Sosyal mesafe kuralları hiçe sayılarak meydanlar hınca hınç insan dolmuş. Hatta öyle ki İstiklal Caddesi’ne  yeni gelenlerin girişi yasaklanmış.

Pandeminin ilk başlarında obsesyona dönüşen korunma içgüdüsü ile diğer tüm önlemlerle beraber  dışarıdan gelen gıda paketlerini bile  yıkamak zorunda hisseden insanlarımız, şimdi “saldım çayıra mevlam kayıra” moduna girdiler.

Eee bu kadar insan sokaklara dökülünce de bu güzel havalarda evde takılmak işkenceye dönüşüyor tabi. Diğerlerini gören dışarı koşuyor.

Hani ne derler “Elle gelen düğün bayram”…

Peki neticesi ne olur?

Valla onu bilemem işte…

 

 

20 yorum:

  1. Aynen hikayedeki gibi olacak bence ;)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Haha ha... İnsanlar o kıvama geldi de yasal kısıtlamalar zorla da olsa engelliyor şimdilik:))

      Sil
  2. Hep birlikte delirmeden olmayacak demek ki :) ilk hafta sonu yasağı kalktığı gün ben gözümü yeni açmışım , haberlerde Eminönü, Karaköy tıklım tıklımdı, daha ne diyeyim.İnsanlar kime, neyi ispat peşindeler hiç anlamıyorum ama delilik hali bu, buna sahiden inanıyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yani bir senedir bir sürü sınırlamaya maruz kalan insanların ruh sağlığının normal olduğu da söylenemez bence. Şimdi de hep birlikte bunu ispatlama peşindeler:))

      Sil
  3. Delilik iyidir.
    Bir ölçüye kadar.
    :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hah ha... Demi demi... "Akıllı olup alemin derdini çekene kadar deli ol da alem senin dersini çeksin" diyenlerin bir bildiği varmış hani:))

      Sil
  4. hımms ikinci bölümü açıklamak için bu çin öyküsünü mü yazdıın :) o çin in devamında noluyoi :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yok yok öyle değil. İnsanların birbirlerinden nasıl etkilenerek uyum davranışları geliştirdiklerine dair ciddi bir yazı yazıyordum. Sonra bu haberleri görünce görünce "tam yerine denk geldi,manzara koydum" diyerek o kısmı çıkarıp bu kısmı ekledim:))
      Noolsun beraber deliliğin tadını çıkarıyorlar:))

      Sil
  5. ben hala paketleri balkonda tutuyorum, bozulacakları yıkamadan yerleştirmiyorum. bana fazla rahatlamış geliyorlar. twitterda sürekli üst sıralarda salgın yalan malan hikayeleri bu insanlar yüzünden karantinam uzadıkça uzuyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet gereksiz bir rahatlama oldu insanlarda.Sosyal medya insanları yanlış da yönlendirebiliyor ve bunun önüne geçebilmek zor. Kişisel tedbirlerimize dikkat etmekten başka çare görünmüyor.

      Sil
  6. Çoktan delirdik hep birlikte:) Yalnız ben bu aralar iyice yalnız bırakıldığımızı hissediyorum. Herkes her anlamda kendi haline bırakıldı.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet yaşananlar akıllı işi değil.Kolektif bir delilik hali yaşanıyor.:)) Haklısınız, insanlar kendi başının çaresine bakmaya çalışıyor.

      Sil
  7. Böyle hikayeleri çok seviyorum. Bunun bir başkası da körler ülkesinde tek gözlü kişinin kendini üstün sayması...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Şark kültüründe hikayeler çok önemli yer tutar. Hikaye dinlemek ve anlatmak kodlarımızda var:)

      Sil
  8. Bazılarının boş vermişlik durumunda olması sebebiyle diğer dikkat edenler mağdur oluyor. İşte bu tam delirmelik bir mesele :))

    Bence de hikaye de anlattığınız gibi olacak olabilir. Bir çırpıda okudum hatta öyle ki ben sonrasında ne olacağını da merak ettim :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet sorumsuz insanlar başkalarında da zarar veriyor. Dediğiniz gibi delirmemek elde değil. Hele de o sağlık görevlileri canları pahasına mücadele ederken:(
      Sonrasında sen sağ ben selamet:)) Topluca deliriyorlar :))

      Sil
  9. Hikâyeleri okumak gerçekten güzel oluyor.Herkesin ruh sağlığı bozuldu bence de.Umarim sonumuz hikâyedeki gibi olmaz:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bilmem ruh sağlığı yerinde kaç kişi kalmıştır :))

      Sil
  10. Eski bir sarkı takıldı dilime "oynatmaya az kaldı, doktorum nerde" ama bu pandemide saglıkcılarımızı, doktorlarımızı birbir yitiriyoruz. Ne kaldıki yitirmedigimiz, ben akıl saglıgımı yitireli cok oldu, sarnıc suyunu sonradan icenler sayesine... Ahh pardon bu arada sizi Deep sayesinde buldum

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hoş geldiniz... Milletçe aynı durumdayız maalesef.Elden gelen bir şey olmayınca...

      Sil