Zeytin Hanımı
sevmeye vaktimin olmadığı zamanlarda neredeyse parmaklarımın ucuna basarak geçiyorum.
Olmadı karşı kaldırıma geçerek oradan gidiyorum.
Fark ettiği anda
kısa bacaklarının üzerinde karnını
sallaya sallaya koşuyor. Gel de bırak onu o halde. Geri dönüp Hamfendinin
gönlünü almaya çalışıyorum artık. Napayım yoksa vicdan yapıyorum.
Son zamanlarda aramız biraz limoni. Seslendiğim zaman başını şöyle bir kaldırıp bakıyor. Sonra istifini bozmadan önüne dönüyor. Omuzları olsa eminin şöyle bir kaldırıp”hıhh” çekerdi.
Problem ne peki?
Efendim sanırım
kuşak çatışması.
Olay şöyle oldu.
Bir gün bahçeden geçerken baktım duvarın dışında bekleyen bir sokak köpeği
bizimkini kesiyor. Bizimkinde ise bir havalar bir havalar delikanlıya cilve
yapıyor. Seslendim şöyle bir yönünü dönecek gibi oldu sonra yine diğer tarafa
gitti. Hadi bunu hazmedemeden bir hafta sonra ise bir başka sokak köpeği
parmaklıkların etrafında volta atıyor. Bizim ki ise ona göz süzüyor. Allah affetsin
delikanlı da pek bi çirkin. Hani şöyle yakışıklı boylu poslu olsa neyse.
-Bak kızım evin var barkın var. Aç açıkta değilsin kendi kabından kendi mamasını yiyen ayakları üzerinde duran güçlü bir kızsın. Ne işin var sokak serserileri ile. Böyle gel geç gönüllülükle, bir gün ona bir gün buna göz süzmekle olmaz bu işler. Bul bir efendiden köpekçik. Onunla baş göz etsinler seni. Evini yuvanı bil. Gözün dışarılarda olmasın.
O günden beri
bana bozuk galiba sesleniyorum bin bir nazla geliyor. Eskisi gibi yerinden fırlamıyor.
Ay bu gençlere
iyilik yaramıyor iyi mi?