30 Ocak 2020 Perşembe

ÇÖPLER YALAN SÖYLEMEZ


ÇÖPLER YALAN SÖYLEMEZ

Doktora için çöp karıştıran öğrencinin haberini duydunuz mu?

Bilim üretmek zor iş. Hele de bizim gibi uzamanı bol bir ülkede. Bizde herkes her şeyin uzmanı. Pediatrist sismoloji hakkında, tarihçi halk sağlığı ve ilaçbilim hakkında, biyolog dış siyaset ve uluslararası ilişkilerde görüş beyan etmekte mahzur görmez. Yani kendisinin o alanda ki düşünceleri değil basbayağı uzaman görüşü. Hele de hasbel kader her hangi bir alanda doktora aşamasına gelmişse her konuda otoritedir artık. “Olur, mu öyle şey ?”  diyenler, televizyon programlarında ki katılımcılara baksın. Bir hafta önce ilaçların etkilerinden bahseden bir amca bir hafta sonra sınır ötesi askeri harekâtın nasıl olması gerektiğini anlatıyor. Diğer hafta ise tarihi bir olayı değerlendirip analiz yapıyor.

Hele de kahvehane ahalisi… Of Allah’ım onlar her şeyde uzman. Hatta işin kitabını yazmış Anayasa Prof.üne  “Senin aklın ermez”  diye ayar çekip,  hukuki görüş beyan edecek kadar.

İşte böyle bir ortamda çöpleri karıştırarak bilim üreten doktora öğrencisi haberi oldukça dikkat çekici. Yanlış anlaşılmasın fakirlikten dolayı geri dönüşüm toplayarak para kazanıp okumaya çalışan bir öğrenci değil. Çöpleri inceleyerek analiz yapan bir bilim insanı.

Marmara üniversitesi doktora öğrencisi Umut Yiğit, Nurdoğan Rigel hocanın danışmanlığında Ekonomik krizin farklı semt sakinleri ve gelir guruplarının nasıl etkilendiği hakkında tez hazırlıyor. Bu çalışma aşamasında oldukça ilginç bulgular tespit ediyor.

Araştırma Bağcılar ve Etiler semtlerinin çöplerinde yapılıyor. Çöp analizi ile ekonomik krizin ilk hangi alanlarda kendini hissettirdiği hakkında veri toplanıyor. Elde edilen bulgular yazının başına koyduğum videoda da anlatılıyor.

İsterseniz şöyle bir toplayayım.

Çağımız insanı gösteri toplumuna dönüşmüş durumda. Üretim kültüründen tüketim kültürüne geçtik. Nüfusu milyonlara ulaşan şehirlerde insanlar birbirleriyle tanışmak ve iletişime geçmek için aracıya ihtiyaç duyuyor ve bu noktada kendini kurgulayarak ifade ediyor. Giydiği kıyafet, saç rengi ve şekli, içtiği kahve, gittiği restoran, oturduğu semt, kendini ifade ettiği sunum malzemelerine dönüşüyor. İşte bu kurgulanmış görüntüden sağlıklı çıkarımlar yapmak mümkün olmuyor. İnsanların özel hayatlarına da giremediğiniz için, özel alandan kamusal alana taşan veriler, onların özel hayatlarında tükettikleri ürünlerin çöpleri oluyor

Yani insanlar yalan söylerken çöpleri doğruları söylüyor.

Şimdide iki semtin insan profilini özetlersek şöyle bir tablo ortaya çıkıyor.

Etiler insanı simgesel sermayeye daha fazla yatırım yapan insanların olduğu bir semt. Yani zenginlerin semti. Burada yaşayan insanlar genellikler yalnız ya da ev hayvanları ile yaşayan bireyler.

Masa başı işlerde çalışıyorlar ve akşamları kamusal alana eğlenmeye çıkıyorlar. Görüntülerinden ödün vermiyor, lüks mekânlarda pahalı kahveler içip alafranga yemekler yiyorlar.

Tüm bunlar nereden anlaşılıyor? Çöplerinde ki 33 cc lik paketlerden, kişisel bakım ürünü ambalajlarından, evcil hayvan maması paketlerinden, layt ürün kutularından.

Şimdi,  kendini parlattığı kurguladığı görüntüsü böyle. Lakin arka planda farklı bir görüntü söz konusu.

Etiler paket servisin yaygın olduğu bir semt. Ve bilin bakalım en çok neler sipariş veriliyor?

Çiğ köfte, kebap ve pide gibi geleneksel yemekler. Tatlı olaraksa kazandibi, tulumba tatlısı,  ekmek kadayıfı gibi ürünler.

Yani gündüz pahalı cifelerde pahalı kahveler içip salata yiyen, cheesecake tiramisuyu çatal bıçakla zaarifçe tüketirken story atan bazı tipler, akşamları eşofman altını giyip kanepede yayılarak kebapları gömüyor, şerbetini damlatarak tulumba yiyormuş. Ha bir ekonomik kriz sonucu zavallılarım Bim ve A101 markalarının sütlerini, yoğurtlarını ve meyve sularını tüketmek zorunda kalırken zevahiri toplamaktan da geri kalmamışlar. İşte bunu da çöplerden çıkan Dost marka süt, Birşah marka yoğurt. Julse marka meyve suyu, Çikonella marka çikolata kutularından anıyoruz.

Bağcılara gelirsek. Daha emek yoğun işlerde çalışan, az gelir gurupları, yani kısaca fakir dediğimiz kimseler burada oturuyor. Genellikle çok çocuklu, gündüz ağır işlerde çalışırken, akşamları televizyon başında vakit geçiren, ekonomik krizi iliklerine kadar hissederken, sunumla falan uğraşmaya takati olmayıp günü kurtarma derdinde olan aileler.

Bunu da yine çöplerinden anlıyoruz. Çubuk kraker cips ambalajları ile beraber bol miktarda çocuk bezi çıkıyor çöplerden. Paket servis ambalajlarına pek rastlanmıyor. Ambalajlar litrelik veya büyük boyutta. Sebze atıkları daha fazla. Layt ürüne rastlanmıyor. Etilerde ki filtre ya da ekspresso tabletleri yerine üçü bir arada neskafe poşetleri var. Kişisel bakım ürünleri şampuan ve sabundan ibaret.

İşte tüm bu bilgiler çöplerden elde ediliyor.

Anlaşılan o ki günümüz insanı “görüntü her şeydir” anlayışında. Ekonomik krizde bile görüntüden taviz verilmiyor.

                Videoda Nurdoğan Rigel Hoca Etiler insanının kendini parlatarak sunduğunu söylerken Bağcılar insanının kendini parlatacak imkânı olmadığı için daha kendi gibi olduğunu söylüyor.

Bu noktada kendisine katılmıyorum.

Dar gelirli mahalle halkı da kendini kurgulayarak sunuyor. Yalnız onun parlaklığı altın suyu değil de daha ucuz yaldız boyadan, geliyor. Buralarda oturan insanların sosyal medya paylaşımlarına ve tik tok videolarına baktığımızda bu net görülüyor. Onlar da pahalı kafelerde değil, altın günlerinde hazırladıkları masalarla, kendilerini parlatarak sunum yapıyorlar. Belki çocuğuna süt alamayan kadın altın gününde çeşit çeşit ikramlar hazırlamak için Pazar masrafından kısıyor.


Ha gerçi, bu ayrıntı çöplerden anlaşılır mı bilmiyorum tabi.

Bu çalışma aslında ilk olarak Arizona Üniversitesinde ki bir bilim insanı tarafından 1973 de yapılmış. Anketlerde yüz yüze iken insanların gerçekleri tam olarak aktarmamaları sebebiyle böyle bir çalışmaya ihtiyaç duyulmuş. Ülkemizde ise ilk 2015 yılında Ali Mendillioğlu ve Umut Yiğit Bavul Dergi için yapıyor ve bu çalışma yüksek lisans tezine dönüştürülüyor u çalışmalar da internette mevcut.

O çalışmalar da oldukça ilginç. Benim en ilginç bulduğum şeylerden birisi de,  kalın soyulmuş patates kabuklarının çokça bulunduğu çöplerin olduğu semtlerde, öğrencilerin yoğun yaşadığının anlaşılmasıydı. 

 


31 yorum:

  1. insanlar yüz yüze gerçekleri söylemiyor kesinlikle katılıyorum. öğrencilerin semtlerinden çıkan da tam tespit olmuş :) sevgiler...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet ,insanlar olduğu gibi değil kurguladığı gibi görünmek istiyor:)Sevgilerini aldım kabul ettim :)Fazlasıyla da geri gönderdim :)

      Sil
  2. içinde bulunduğumuz dünyanın "sunum dünyası" olduğunda hemfikirim..bunun maddi durumu iyi ve kötü diye sınıflaması yok..her yerde var .

    öğrenci camiasına patates kabuğunu pek bağdaştıramadım..zira öğrencilik hayatı yeni son bulmuş kardeşimin yeme içme faliyeti olarak söylediği tek şey var..tavık döner,çiğ köfte-şalgam :)..patatesler de genelde difriz için hazırlanmış soyulmuş kesilmiş patatesle..al-çıkar ve kızart :)

    çok ilginçmiş sahiden..bunu bilimsel bir çalışma amacıyla yapılıyor oluşu daha ilginç.

    Aliço da(çukur dizisi) çöpten kimlik-konum tespiti yapıyor bu da işin başka yanı :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet bilimsel veri üretmek kolay değil.Hele uzmanlığın,eğitimin yeterli değeri görmediği zamanlarda.
      Bu çalışma farklı zamanlarda farklı bölgelerde de daha önce yapılmış.Bahsettiğim bulgu son çalışma değil,daha önceki çalışmalarda elde edilmiş bir veri.Zamanla tüketim alışkanlıkları değişiyor malum.Belki de öğrenciler hazır gıdaları daha fazla tüketiyor artık.

      Sil
  3. aa çok ilginçmiş ben eğer ülkemizde oturmuş bir geri dönüşüm kültürü olsaydı orayı incelemek isterdim.Mutfak çöpü gibi kokmaz diye:)ben bir hafta boyunca geri dönüşüme yolladığım ambalaj atıklarına bakıp kendi istatistiğimi yapıyorum zaman zaman.Kıyafet etiketlerinden boşalan krem yada temizlik malzemesi kutuları aslında bir evin en mahremini gözler önüne seriyor

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet,çöplerden evin en mahrem bilgilerine bile ulaşmak mümkün oluyor.Semtlerde gelir durumu yükseldikçe ambalaj atıkları da çoğalıyor. Ambalajın ürünü korumanın ötesinde daha bir çok fonksiyonu da var aslında :)

      Sil
  4. İnsanlar toplum tarafından kabul görmek ve onaylanmak için onların değer yargılarına uygun hareket etme ihtiyacı duyuyor.Toplumsal statüsünü yükseltmek içinde o topluluğun davranış şekillerine öykünüyor.Değilse "miş" gibi yapıyor.Yani bir nevi rol yapıyoruz :)

    YanıtlaSil
  5. Doktora akademinin en zor dönemi, her türlü fedakarlığı yaptığın, kendini unuttuğun bir dönem. Açıkçası herkesin bilirkişi olmasından ben de rahatsızım.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Haklısınız.En zor dönemlerden biri,aynı zamanda akademik yetkinliğini ispatladığı dönem.Bunca emek veren insanlar varken ağzı olanın konuşması insana dokunuyor tabi.

      Sil
  6. ooooooo süper bir irdelemeee :) haklısın hıhıms. patates kabukları he :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet ya.Umut Yiğit Bey,yiğitçe çöp karıştırarak bilim üretiyor.Alkışlamalık hareketler bunlar.
      Hah ha patates mevzusuna ben de çok güldüm :))

      Sil
  7. Parabéns 👏 pelo blog, postagem interessante
    Sigo você 😉

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kardeş ne dediğini anlamadım ama,"Tebrikler güzel blog,enteresan yazı,beni de takibe beklerim" diyorsun"gibi anladım. Bu aralar epey İspanyol filmi izledim ama alt yazı olmadan analayamıyorum maalesef:))
      Evet seninde blogun güzelmiş.Tırnak bakımı ile ilgili oldukça detaylı bilgiler veriyorsun.Emeğine sağlık:))

      Sil
  8. Çöpler gerçekten de yalan söylemez! Güzel yazın için teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ziyaretiniz için teşekkür ederim.Aslında sadece dil yalan söylüyor galiba,bir çok şey de arkadan gerçekleri haykırıyor.

      Sil
  9. son öykümü okusan ya amaa, feriha hanım :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ay ay...Okumam mı hiç? Naif ve meraklı bir hikaye :))

      Sil
  10. ayolcuum, bayraklar konuşur muuuu :) var mı bayrakça diye bir lisan kiii :) başka bi dil olmalı varsa tabiii ama işte bayrak öğrenmiş tv de gastelerden :) bayrak niye orda, feriha hanım, evden çıkarken komodine bakarken, yıllardır görmediği türk bayrağını görüyor işte, unutmuş komodindee :) diğer eşyaları arasında duran bir bayrak işte. başka bir eşya da konuşabilirdi ama bayrak konuştu :) bayrakı ilkokulda babası almış yani, bayrak sayesinde ilkokul anılarına döncek, sonra da günümüze gelceez :)

    YanıtlaSil
  11. Hah ha tamam tamam.Anlamadım been.Biraz köşeli benim jeton. :)

    YanıtlaSil
  12. Haberi görmemiştim . İlginç ve zorlu bir tezmiş.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet oldukça zorlu bir seçim,o derece de ilginç :))

      Sil
  13. bütün o filmler var nette. en iyi film dokuz adayından sadece parasite i bugünlerde kaldırdılar :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bir türlü o filmlere sıra gelmedi.Ay, ne çok izlenecek şey var :))

      Sil
  14. çöpler bizlere her şeyi söyler :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet okumasını öğrendikten sonra anlıyorsunuz :)

      Sil
  15. Çöplerden analiz çok iyi fikirmiş. Hele Etiler insanın pide gömmesi ilginçmiş :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Analizlerin bilimsel veri olması da çok ilginç. O pide tutkunlarına ben çok güldüm :)

      Sil
  16. Ben de duymuştum bu tez çalışmasını. Çok ilginç bir çalışma gerçekten. Çıkan sonuçlar çok fazla şaşırtmasa da böyle bir şeyi yazıya dökmek harika...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet ilginç bir çalışma.İşte zaten, tezlerin bilim olarak kabul edilmesi için verilerle desteklenmesi gerekiyor.

      Sil
  17. Eskiden beri çöplerimi ayırırım, geri dönüşüm ve dönüşemeyenler diye. Fakat bu sene bir tuhaf huy geliştirdim. Cam, plastik, kağıt, metal ayrı, kompost yani organik çöp ayrı ve geriye kalanlar ayrı, piller zaten apayrı ve bir de "depozito"su olan içecekler ayrı; toplam 8 adet çöp. Abarttım biliyorum, bu benim hakkımda "control freak" olmam dışında güzel bir şeyler de söylesin diye umuyorum :))
    Sevgiler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yok kardeş sen "control freak" değil sorumluluk duygusu fazla gelişmiş bir vatandaşsın.Sorun bunu ülkemizde uygulamaya çalışman. Ayrıştırdıktan sonra o çöpleri ne yapacağın sorunsalı baş gösteriyor.Biriktirdiğim koca bir bidon dolusu atık kızartma yağım var,ne yapacağımı bilmiyorum.
      Hani bir terapiste akıl vermek gibi olmasında, ben çareyi şöyle buldum :))
      https://faslibahar.blogspot.com/2019/12/sorumluluksuz-hayat-oh-ne-rahat.html

      Sil