15 Aralık 2020 Salı

BANA TORUNUMU VER...

-Aloo… oğluşuum, anasının kuzusuu, nasılmış benim oğluum?

-İyiyim anne.

-Çok geç açtın telefonu.

-Elyin saksıları devirmiş. Tüm oda toprak olmuş. Onları temizliyordum.

-Alyin ne ya?  Alyan anahtarı gibi. Tamirci mi benim torunum?  Alyan Malyan deme torunuma, onun adı Osman

-El kadar bebeye, Osman adı mı konurmuş?

-Rahmetli babamın adı, karışma sen.

-İyi, çilesini ben çekeyim, adını sen koy.

-Napıyo benim kuzum?  Bugün stori  atmamışın instasına.

-Sabah beri, dağıttığı çiçek saksılarını topluyorum. Ne ara koyayım?

-Ayy… özlüyorum ama ben torunumu…

-Tamam, tamam atarım şimdi.

-Bizim günde ki tüm arkadaşlar, takibe aldı Osman’ımın instasını.

-Aman annee, niye veriyon herkese?

-Herkes mi onlar oğluşum? Onlar  benim arkadaşlarım. Onlar da görsün torunumu ne yakışıklı. Hepsi, kendi torunlarıyla hava atıyor sonra,

-Off tamam tamam ya. Yorum yazmasınlar bari.

-Tamam, kilitleme sakın instayı.

-Bak kargo gelecek yarına. Mama yaptım Osman’ıma, bir de kazak ördüm.

-Geçen sefer gönderdiğin mamalar, ishal yaptı yavrucuğu.

-Yok, bu yapmaz. O sefer bilemedim ciğerden yaptım. Bu tarifi, Aliyeanımdan aldım. Tavuğu iyice tiftikledim. Kemiğini, derisini ayırdım. İçine sebze de koydum.

-Ben alıyom onun mamasını ya… Sen zahmet etme…

-Zahmet mi olur torunuma. Temiz temiz yesin işte. Hem bak, bu sefer konserve şeklinde yaptım. O minik kavanozları bulmak için, tüm şehri aradım. Tek seferlik hepsi de. Konserve bozulmaz ama sen yine de, buzdolabına koy. Kullanacağın zaman, bıçağın ucuyla, kapağına bir fıst yaptır. Kolayca açılır. Taze taze yesin Osman’ım. Ama bak, sakın biraz ısıtmadan verme. Midesini üşütmesin.

-Ayy  anne tamam tamam… Valla bana bu kadar ihtimam göstermedin.

-O benim badem içim, olcak o kadar.

-Bak kargo da kazak var bir de. Örneğini Ayşaanımdan aldım. Kilim desenli yaptım bu sefer.

-Anne ya. Kazağa falan gerek yok diyorum anlamıyosun. Kalorifer var, içerileri sıcak.

-Olsun, balkona bahçeye falan çıkarsa giydirirsin. Hava aldırmaya çıkarıyon demi yavrumu?

-Çıkarıyorum çıkarıyorum merak etme.

-Ama bak dikkat et, mahalle de ki serseri takımına takılmasın. Şırfıntılar aklını çelmesin çocuumun. Ben ona gelin bulacağım, hiç merak etmesin.

-Amaan anne… el kadar bebe daha.

-Olsun olsun, çabuk büyür tosunum, genç irisi o. Hiç öyle, internet ilanı ile falan, eş bulmaya kalkma. Kıyameti koparırım. Ben buldum bile. Ferdaanımın bir torunu var, pembe beyaz pek güzel.

-Off iyi iyi…

-Of deme anneye. Ne zaman gelceniz?  Bak bu sefer Osman’ı da kesin getir. Çok özledim, burnumda tütüyor.

-O zor anne. Uçaktan korkuyor.

-Neden korksun?  Müjgan’ın anasına götürdünüz ama.

-O zaman korktu zaten. Aşısını eve gidince yaptırırız dediydik. Aşısız uçağa almadılar. Havaalanının etrafında aşı yaptıracak yer zor bulduk. Tekrar, nefes nefese, uçağa yetişeceğiz diye canımız çıktı. Uçak havalanırken de ödü koptu. Tir tir titredi yavrucak. Kucağıma alıp zor sakinleştirdim.

-Anlamam ben, o zaman ben gelirim ziyarete.

-Ay anne Corona var,  otur oturduğun yerde.

-O zaman telefona ver yavrumu. Babaannesi bir görsün

-Kuzuuum Osman’ım babaannesinin boncuğu... nasılsın yavruum?

-Miyeaavvv

-Oy kuzum, O patilerini yesin senin babannen.


Hamiş: Torun hasretiyle yanarken, evlatlarının evcil hayvanlarını bağırlarına basan, tüm annaane ve babaannelere, en içten saygı ve sevgilerimle…