-Aloo… oğluşuum, anasının kuzusuu,
nasılmış benim oğluum?
-İyiyim anne.
-Çok geç açtın telefonu.
-Elyin saksıları devirmiş. Tüm
oda toprak olmuş. Onları temizliyordum.
-Alyin ne ya? Alyan anahtarı gibi. Tamirci mi benim torunum?
Alyan Malyan deme torunuma, onun adı
Osman
-El kadar bebeye, Osman adı mı
konurmuş?
-Rahmetli babamın adı, karışma
sen.
-İyi, çilesini ben çekeyim, adını
sen koy.
-Napıyo benim kuzum? Bugün stori atmamışın instasına.
-Sabah beri, dağıttığı çiçek saksılarını
topluyorum. Ne ara koyayım?
-Ayy… özlüyorum ama ben torunumu…
-Tamam, tamam atarım şimdi.
-Bizim günde ki tüm arkadaşlar,
takibe aldı Osman’ımın instasını.
-Aman annee, niye veriyon herkese?
-Herkes mi onlar oğluşum? Onlar benim arkadaşlarım. Onlar da görsün torunumu
ne yakışıklı. Hepsi, kendi torunlarıyla hava atıyor sonra,
-Off tamam tamam ya. Yorum
yazmasınlar bari.
-Tamam, kilitleme sakın instayı.
-Bak kargo gelecek yarına. Mama
yaptım Osman’ıma, bir de kazak ördüm.
-Geçen sefer gönderdiğin mamalar,
ishal yaptı yavrucuğu.
-Yok, bu yapmaz. O sefer
bilemedim ciğerden yaptım. Bu tarifi, Aliyeanımdan aldım. Tavuğu iyice
tiftikledim. Kemiğini, derisini ayırdım. İçine sebze de koydum.
-Ben alıyom onun mamasını ya… Sen
zahmet etme…
-Zahmet mi olur torunuma. Temiz
temiz yesin işte. Hem bak, bu sefer konserve şeklinde yaptım. O minik
kavanozları bulmak için, tüm şehri aradım. Tek seferlik hepsi de. Konserve
bozulmaz ama sen yine de, buzdolabına koy. Kullanacağın zaman, bıçağın ucuyla,
kapağına bir fıst yaptır. Kolayca açılır. Taze taze yesin Osman’ım. Ama bak,
sakın biraz ısıtmadan verme. Midesini üşütmesin.
-Ayy anne tamam tamam… Valla bana bu kadar ihtimam göstermedin.
-O benim badem içim, olcak o
kadar.
-Bak kargo da kazak var bir de.
Örneğini Ayşaanımdan aldım. Kilim desenli yaptım bu sefer.
-Anne ya. Kazağa falan gerek yok
diyorum anlamıyosun. Kalorifer var, içerileri sıcak.
-Olsun, balkona bahçeye falan
çıkarsa giydirirsin. Hava aldırmaya çıkarıyon demi yavrumu?
-Çıkarıyorum çıkarıyorum merak
etme.
-Ama bak dikkat et, mahalle de ki
serseri takımına takılmasın. Şırfıntılar aklını çelmesin çocuumun. Ben ona
gelin bulacağım, hiç merak etmesin.
-Amaan anne… el kadar bebe daha.
-Olsun olsun, çabuk büyür tosunum,
genç irisi o. Hiç öyle, internet ilanı ile falan, eş bulmaya kalkma. Kıyameti
koparırım. Ben buldum bile. Ferdaanımın bir torunu var, pembe beyaz pek güzel.
-Off iyi iyi…
-Of deme anneye. Ne zaman
gelceniz? Bak bu sefer Osman’ı da kesin
getir. Çok özledim, burnumda tütüyor.
-O zor anne. Uçaktan korkuyor.
-Neden korksun? Müjgan’ın anasına götürdünüz ama.
-O zaman korktu zaten. Aşısını
eve gidince yaptırırız dediydik. Aşısız uçağa almadılar. Havaalanının etrafında
aşı yaptıracak yer zor bulduk. Tekrar, nefes nefese, uçağa yetişeceğiz diye
canımız çıktı. Uçak havalanırken de ödü koptu. Tir tir titredi yavrucak.
Kucağıma alıp zor sakinleştirdim.
-Anlamam ben, o zaman ben gelirim
ziyarete.
-Ay anne Corona var, otur oturduğun yerde.
-O zaman telefona ver yavrumu.
Babaannesi bir görsün
-Kuzuuum Osman’ım babaannesinin
boncuğu... nasılsın yavruum?
-Miyeaavvv
-Oy kuzum, O patilerini yesin
senin babannen.
Hamiş: Torun hasretiyle yanarken, evlatlarının evcil hayvanlarını
bağırlarına basan, tüm annaane ve babaannelere, en içten saygı ve sevgilerimle…