27 Kasım 2019 Çarşamba

RENKLER VE KİŞİLİKLER


            RENKLERE GÖRE İLETİŞİM 

İnsanlar farklı fiziksel özelliklere sahip oldukları gibi kişilik özellikleri ile de birbirlerinden farklıdırlar. Bu farklılıkların bilincinde olarak, kişilikleri hakkında bilgi sahibi olmak, iletişimde başarılı olmayı sağlar. Bu yaklaşımda kişilik özellikleri, farklı renklerle anlatılır. Bu renklerin seçilme sebebi evrensel olarak ifade ettikleri duygulardır.

KIRMIZI RENKLİ KİŞİLİKLER

KIRMIZILARIN  KİŞİLİK ÖZELLİKLERİ
Kırmızı renkli kişilikler kendilerini ifade etmekte güçlük
çekmeyen, dinamik bir yapıya sahiptirler. Lider vasıflarıyla dikkat çekerler. Bulundukları
ortamlarda ön planda olmayı arzu ederler. İkinci kişi olmak onlara ağır gelir. Mantığa önem
verirler.Verime önem verirler. Hareketlidirler. Bağımsızdırlar. Lider vasıflıdırlar.
Yeteneklidirler. Krizleri yönetebilirler. Duyarlıdırlar. Dürüsttürler. İfade yetenekleri vardır.
Hedeflere önem verirler. Bakış açıları vardır. Disiplinlidirler. Karar alma yetenekleri vardır.
Organizatördürler. Kendilerini motive edebilirler. Düşündüğünü ifade ederler.
Konuşkandırlar. Risk alırlar.
Söz konusu özelliklerin en az % 70'i sizi yansıtıyorsa kırmızı bir kişiliğe sahipsiniz
diyebiliriz.

KIRMIZILARIN BAŞARILI OLDUKLARI MESLEKLER

Kırmızılar; yönlendirme, karar verme, etkileme,
koordine etme, kendini ifade etme, rekabet etme, tavsiye etme gibi konumlara sahip
mesleklerde başarılı olurlar. Tabii ki kendilerini başka mesleklere de adapte edebilirler. Ancak
kendi yapılarına en uygun meslekler, bu hususları tabiatlarında bulunduranlardır: Yönetici,
Polis, Asker, Politikacı, Girişimci, Doktor, Müteahhit, Din Görevlisi
Tercih ettiğiniz mesleğin maddi getirişi mi manevi hazzı mı daha önemli? Bu soruya cevap
verin. Sonra meslek seçin. Yoksa yılları sırtınızda taşırsınız. O da çok ağır olur.

KIRMIZLARA İLETİŞİM ÖNERİLERİ

Kırmızılara Samimi Öneriler; Kırmızıların toplum içinde dışlanmaması için bazı ölçütlere  dikkat etmelidir .
Eğer kırmızı kişilikliyseniz ve amacınız toplumla uyumlu
olmaksa; Uzlaşma yolunu arayın. Duygusal yönünüz olsun ancak duygularınızın sizi
yönetmesine izin vermeyin. Kendinizi eleştirmekten çekinmeyin. Eleştirilere açık olun. Aciz
olduğunuz zamanlan hatırlayın, gücünüz sınırlıdır. Başkalarını da düşünün, bencillik insanı
yüceltmez. Nezaketli olun. Başkasını yargılamaktan çok kendinizi yargılamayı deneyin. İyi
bir dinleyici olun. Sabırlı olun. İnsana değer verin. Sinirlerinize hâkim olun. Acele karar
vermeyin. Yardımsever olun. Çevrenize karşı ilgili ve duyarlı olun. Katı kuralcı olmayın.
Kontrol edilmeniz gücünüze gitmesin. Yıkıcı değil, yapıcı eleştiriye odaklanın. Takım hâlinde
çalışmayı önemseyin. Anlamsız inadı terk edin.
Evet, bu önerilerin her biri kırmızının bir yönünü diğer renklerle uyumlu hâle getirmek için
tespit edilmişölçütlerdir. İhmal etmemek gerek...

MAVİ RENKLİ KİŞİLİKLER

MAVİLERİN KİŞİLİK ÖZELLİKLERİ

Maviler başkaları için iyilik yapmaktan hoşlanırlar. Kendine düşkünlüğü insani bir zaaf olarak
görürler. Başkalarına yardımın insani bir görev olduğunu düşünürler. Bencilliğe düşmandırlar.
Maviler çoğunlukla tüm renkler tarafından saygı görürler. Maviler insanı severler. Mavi
kişilik rengi bayanlarda daha çok görülür. Şefkatli oluşları bunun üzerinde etkili olmalı.
Maviler işten çok insani ilişkiye değer verirler. Maviler, bir kalp kırmamak için menfaatlerini
terk edebilirler. Maviler hatırlamak ve hatırlanmak isterler. Gölgesinde dinlendikleri ağacı
bile hatırlarlar. Eskiyen ayakkabılarını atmak istemezler. Çevrelerine ilgili olan maviler
çevrelerinin ilgisine de ihtiyaç duyarlar. Vefasızlık onları üzer.

MAVİLERİN BAŞARILI OLDUKLARI MESLEKLER

 Mavi renkli kişiliği olanlar, detayın çok önemli
olduğu mesleklerde başarılı olurlar: Mimar, Marangoz, Psikolog, Din görevlisi, Öğretmen
Mühendis, Politikacı.

MAVİLERE İLETİŞİM ÖNERİLERİ

Mavi renkli kişiliği olanların başarılı iletişim kurmak için yapması
gerekenler vardır. Eğer mavi renkli kişiliğiniz varsa; Tepkilerinizi kontrol edin. Aşırı
duygusallığı terk edin veya duygularınızı kontrol edin. Prensipleriniz olsun ancak katı
olmayın. Kanaatkâr olun. Mükemmeliyetçi olmayın, gücünüzün sınırı var.

BEYAZ RENKLİ KİŞİLİKLER


BEYAZLARIN  KİŞİLİK ÖZELLİKLERİ
Beyazlar tartışmaktan hoşlanmazlar. Tartışma ihtimali olan ortamlarda bulunmazlar. Onlar için insanın kendini iyi hissetmesi çok önemlidir. Yalnız olmak eğer huzur veriyorsa bir dağ başında yalnız olmayı tercih ederler.
 Beyazlar yönetilmekten ve kontrol edilmekten
hoşlanmazlar. Beyazlar saygı görmedikleri ortamdan kaçarlar. Sabırlıdırlar ancak sabırlarının
son bulması tehlikelidir.
Beyazlar sessizliğin huzuruna düşkündürler. Beyazlar önerilere
açıktırlar. Başkalarının isteklerine ve motive olmalarına önem verirler. Beyazlan iten
kendilerine emir verilmeleridir.
Beyazların en belirgin özellikleri; Huzurludurlar. Sessizdirler. Mütefekkirdirler. Samimidirler.
Gerçekçidirler. Sabırlıdırlar. Uyumludurlar. Kibardırlar. Katkıya açıktırlar. Arabulucudurlar.
Uzlaşmacıdırlar. Dinleyicidirler. Empati yetenekleri vardır. Önerilere açıktırlar. Sakindirler.
Boyun eğmezler. Yuvada kolay geçimlidirler. Hoşgörülüdürler. Beğenilirler.

BEYAZLARIN BAŞARILI OLDUKLARI MESLEKLER

Beyaz renkli kişiliği olanlar; sabır ve azim
isteyen mesleklerde başarılı olurlar: Dişçi, Bürokrat, Asker, Araştırmacı, Polis, Veteriner
Mühendis.

BEYAZLARA İLETİŞİM ÖNERİLERİ

Beyaz renkli kişiliğiniz varsa başarılı iletişim ve iç huzuru için;
Hislerinizi ifade edin. Yüzleşmekten kaçınmayın. Fikirlerinizi dile getirin. Zamanın değerini
bilin. Risk almaktan çekinmeyin. Hayal deryasında kaybolmayın.

SARI RENKLİ KİŞİLİKLER

SARILARIN KİŞİLİK ÖZELLİKLERİ

Sarılar, yaşamayı eğlence gibi görürler. Rahat insanlardır. Nerede eğlence varsa orada sarılar
boy gösterir. Sarılar iletişim kurdukları kişiye yakın olmak isterler. Bu yakınlığı da dokunma
suretiyle hissettirirler. Sarılar hızlı yaşamayı severler. Takıntısız insanlardır. Rahat tavırlarıyla
dikkat çekerler.
Sarılar, iletişim ortamlarında konuşkanlıklarıyla dikkat çekerler. Bu
konuşkanlık çoğunlukla derin değil, sığ konulardır. Onlar için önemli olan dinlenilmek ve
ilginin odağı olmaktır. Sarılara göre ölüm gibi derin konular çekilmezdir. Sarılar, devamlı
hareket halindedirler.
Onlar çoğunlukla aynı yerde uzun süre kalmaktan hoşlanmazlar. Bu
hareketleri bazıları tarafından anlaşılmayabilir. Hatta bu davranışın psikolojik bir sorun
olduğu kanaatine varılması muhtemeldir. Çünkü sarılar odaklanma konusunda yetersizdirler.
Uzun konuşmalara odaklanmaları neredeyse imkânsızdır. Sarıların dikkatini çekmenin yolu
onlara somut örnekler sunmaktır.

SARILARIN  BAŞARILI OLDUĞU MESLEKLER

Sarı renkli kişiliğe sahip olanların en başarılı
olduğu meslekler; sabır isteyen, hayal gücü engin, güler yüzlü, bakımlı, esneyebilen ve
olumlu düşünüp olumlu görebilen kişilik unsurlarına ihtiyaç duyar: Danışman, Güvenlik
görevlisi, Estetisyen, Sekreter, Resepsiyon görevlisi, Din görevlisi Yönetici

SARILARA İLETİŞİM ÖNERİLERİ

Hedeflerinizi sıraya
koyun, daldan dala atlamayın. Eğlenceden çok gereken üzerine odaklanın. Uzun vadeli
planlarınız olsun.
           
MOR RENKLİ KİŞİLİKLER

MORLARIN KİŞİLİK ÖZELLİKLERİ

Morlar mükemmel davranışlar beklerler. Olumsuzlukları anında görür ve söylerler.
Titizlikleriyle bazen kendilerine hayran bırakırlar. Bazen de sıkıcıdırlar. Morlar çoğunlukla
içe dönüktürler. Onları sessiz bir şekilde bir köşede otururken görebilmeniz mümkün. Morlar
yalnızlığı severler.
Morların en belirgin özelliği devamlı düşünme ve yeni fikirler ortaya
koyma özellikleridir. Morlar ayrıntıya çok önem verirler. Yaşamları planlıdır, üstelidir. Bu
planların içine dışarıdan girmek oldukça zordur. Morların mutfakları, odaları oldukça
düzenlidir. Giysileri ciddi renklerdir. Morlar rakamlara ve verilere değer verirler.
Morların En Belirgin Özellikleri; Mükemmele ulaşmak isterler. Disiplinlidirler. Düzen ve
tertibe önem verirler. Plan ve programları vardır. Dakiktirler. Detayları önemserler.
Ketumdurlar. Karar alırken yavaş davranırlar.

MORLARIN BAŞARILI OLDUĞU MESLEKLER

Morların en başarılı olduğu ve icra etmekte
zorlanmayacakları meslekler çoğunlukla düzen ve disiplin isteyen mesleklerdir. Bu
mesleklerde detaylar önemlidir : Polis, Asker, Yönetici, Şef, Diplomat

MORLARA İLETİŞİM ÖNERİLERİ
Morlar mükemmeliyetçidir. Bu durum birçok rengi iter. Yaşamı
zorlaştırır. İnsanları kaçırır. Evet, mükemmelliğin de bir ölçüsü olmalı. Eğer mor renkli
kişiliğiniz varsa ve itici değil, çekici olmak istiyorsanız; Detaylarda kaybolmayın. Olumlu
düşünmeyi terk etmeyin. Gücünüz sınırlıdır, sakin olun. Affedici olun. Açık olun.
Eleştirilmeye açık olun.


14 Kasım 2019 Perşembe

BLOGUMUN DOĞUM GÜNÜ


                   YENİDEN MERHABA...

BLOGUMUN DOĞUM GÜNÜ…

Vakti zamanında bir yeniçerinin eline biraz para geçer. Adamcağız biraz keyiflenmek niyetiyle, bir sazende ile bir hanende tutar. Çilingir sofrasını hazırlar keyifle sofraya kurulur, “bir şeyler söyleyin de keyfimiz yerine gelsin” diye de buyur. Hanende, başlar söylemeye: Şarkının sözleri uzuuun mu uzun

  - Ey sevgili!

  - Gül müsün süsen mi?

 -  Servi misin ay mı bilmem?

  - Bilmem ki bu perişan aşığa kastın nedir?

  - Sana nasıl hizmet edeceğimi bilmem?

   -Bilmem ki sussam mı yoksa şarkı mı söylesem?

  - Sen neredesin ben nerde bilmem?

   -Bilmem ki niçin, beni bazen öldürür, bazen de mutlu kılarsın?

            Hanende bilmem, bilmem dedikçe adamcağızın sabrı taşar, öfkesi başına sıçrar. Yatağanını sıyırdığı gibi şarkıcının boğazına dayar ve gürler;

                        -Be adam yetti gayri bilmediklerin! Bunları bırak ta bildiğini söyle!

            Şimdilik bende ne söyleyeyim bilmiyorum. Kafamda onlarca şey cirit atıyor, onları sıraya sokmaya çalışıyorum ama… Hele bir başlayalım bakalım mevtam görelim neyler…

 

***

“           Bu hikâyeyle blog dünyasına merhaba diyeli tam beş sene olmuş… Bu gün benim doğum günüm; pardon… Yani bloğumun doğum günü…

            Blog hakkında hiçbir bilgim olmadan girdiğim bu yol benim için heyecanlı keşifler kadar zorluklarla da dolu bir macera oldu. Teknik uygulamalar hakkında bilgim olmadığı için; kıra sara, orasını burasını kurcalaya kurcalaya yol aldım uzun süre. Hala da bu konuda ilerleme kaydettiğim söylenemez ama eh işte,  işimi görecek kadar da olsa bir dekorasyon yapabildim bloğumda.

İlk günler hiç tanımadığı bir mahalleye yalnız başına yeni gelen bir çocuk ürkekliği vardı üzerimde. Sadece yazılarımı paylaşıp çıkıyordum. İki yıl kadar böyle sürdü. Sonra yavaş yavaş etrafı keşfe çıktım. Deep’e yazdığım bir yorum ile farklı bir yöne evrildi yolum.

Blog ziyaretçilerinin, yaz döneminde azaldığına dair bir yazıda ziyaret trafiği ortalamalarını paylaşmıştı Deep. Azaldığını söylediği ziyaretçi trafiği bile oldukça yüksekti. ”Bu ortalamayı gördükten sonra ben deprasyon picamalarımı giymeye gidiyorum” demiştim Deep e.

Sonra o “melabaa” dediği yorumlarından biriyle ziyarete geldi. Kapıyı çalıp “melabaa” dedikten sonra dil çıkartan bir çocukla karşılaşma şaşkınlığı yaşadım önce. Tabi sonra yaramaz ve muzip üslubunun onun alametifarikası olduğunu öğrendim.

Deep’ in elimden tutup, blog apartmanına takdimi ile yaşadığım yabancılık, yerini sıcak bir ortama girmenin rahatlığına bıraktı.

İşte üç yıldır daha aktif olduğum blog maceram hayatımda ki “”iyi ki”  lerimden biri oldu.

Yaşanmışlıklarıma “keşke” demeden bakmaya çalıştım hep. Yaşadığım her zorluğun, her sıkıntının bana bir şeyler söylemeye, bir şeyler öğretmeye çalıştığını fark ettim. Olayların bana ne demek istemeye çalıştığına odaklandım. “Keşke” değil “iyi ki “ demeyi öğrenmeye çabalıyorum. Ama blog benim için doğrudan” iyi ki” dediklerimden oldu.

Çok güzel insanlar tanıdım burada. Kendini geliştirmeye çabalayan, emeğe, çabaya değer veren, saygılı sevgi dolu arkadaşlar. Hayatın içindeki hoyratlık, kabalık yok burada. Diğer sosyal medya mecralarında ki linç kültürü, saygısızlık, nobranlık yok. Çok farklı dünya görüşüne sahip, farklı yaşanmışlıkları olan, üstelik çok farklı yaş aralığında ki insanların birbirleriyle sıcak dostluklarına şahit olmak içimi ısıttı.

Okumaya, yazmaya, kitaba, filmlere, dizilere dair paylaşımlar yapan, değer üretmeye, değer katmaya çabalayan; hayattaki farkındalıkları, sosyal sorumlulukları önceleyen, insana ve var olan her şeye değer veren;  değerli insanlar var.

İyi ki başladım blog yazmaya, iyi ki tanıdım sizi güzel insanlar…

HAMİŞ: Eski yazılarımı dolaşırken kendimi “Çöpçüler Kralı” filmindeki yaşlı emekli amca gibi hissettim. Hani her olumsuz durum için apartman camından beline kadar sarkıp sesleniyordu mahalleliye. ”Ben bunu gazeteye yazdım.”  Ben de, birçok şey için “ben bunu yazdım bloğuma “ der gibi yazılar yazmışım ilk başlarda. Zaten bloğa başlama amacım da kalemime işlerlik kazandırmak ve alanımla ilgili makale tarzı yazılar yazmaktı. Tabi mahalleye alıştıktan sonra gelen rahatlıkla, epeyce bir “saldım gitti “tarzı yazılar yazmışım. “Amaan boş ver, olsun o kadar “ diyorum…J J J



7 Kasım 2019 Perşembe

BÜYÜYÜNCE ÖĞRENİRSİN...

                                ŞİMDİ MİM ZAMANI 

Merhaba küçük kız sana haberlerim var

Beden eğitimi dersinde sıranın en arka sıralarında olmaktan kurtulacaksın. Ama daha vakit var. Yine de çok şey bekleme bence. Boyum uzasın diye basket oynamaya çalışıyorsun ya. Çalışma işte. Daha top sürmesini beceremiyorsun. Voleybol ve hentbol takımlarına falan da giremeyeceksin zaten. Senin gibi kıpır kıpır, ağaç tepelerinde dolaşan, keçi gibi dağ tepe tırmanan bir kızın, beden eğitimi dersi, nasıl orta olur ki? 

Oluyor işte... 

Sonraları da hiçbir zaman, beden eğitiminden tam not alamayacaksın, üzgünüm

O haşhaş tohumlarına benzeyen ipek böceği yumurtaların var ya, onları bahara kadar iyi sakla. Yoksa bahar gelince, o kımıl kımıl küçük tırtıllardan almak için, biriktirdiğin pullardan bazılarını arkadaşlarına satmak zorunda kalacaksın. Sen ipek böceklerini beslemek için komşuların bahçesinde ki dut ağaçlarının tepelerinde, yaprak toplamaya devam et ama ben yine de söylemiş olayım. Ne kadar çok ipek böceğin olursa olsun onlardan ipek elde edemeyeceksin. En fazla içinden kelebek çıkınca delinen beyaz ve sarı kozaların olacak. Ha bak belki onlardan pano yapabilirsin.

Ben kim miyim?              

Ben senin yaşlı halinim… Yok, yok yaşlı değilim aslında. Ama sana göre milenyuma daha çok var ya. O zamana kadar yaşlanırım diye tahmin ediyorsun ya. İşte ben milenyum sonrası senim. Merak etme ama zannettiğin gibi yaşlı falan değilim. Büyüyünce algıların değişecek. Hani bak mesela dedenin evi var ya, hani sana odaları bahçesi falan kocaman gelen. O ev ve bahçe aslında kocaman değil. Sana öyle geliyor. Dayın da çok uzun değil aslında. Seni omuzuna aldığında dünyayı tepeden gördüğünü zannediyorsun şimdilik. Bir de Havva teyzelere giderken tırmandığın o uzun dik yokuşta aslında yokuş falan değil, kısacık süren, birazcık yükselen bir yol. Asıl yokuşları sonra göreceksin.

Jetgillerde ki uçan arabaları hasretle beklediğini biliyorum. Maalesef hala uçan araba yapılmadı. Yalnız bazı yerlerde uçan taksi çalışmaları başlamış duyduğuma göre. Belki bir gün uçan araban da olur kim bilir… Ama bak cep telefonun var. İnternet diye bir şey icat edildi birde. Telefonun sabun kadar bir şey ama ekranı var. Onunla internete de bağlanıyorsun.

İnternet nasıl bir şey mi?  Nasıl anlatsan bilmem ki?  Kocaman sanal bir dünya. Sen sanal dünya ne onu da sorarsın şimdi. Neyse annenin hep dediği gibi büyüyünce anlarsın… Ne yapsın kadıncağız, o kadar çok soru soruyorsun ki mecburen büyüyünce diye seni başından savıyor.

Telefonundan internetle sanal dünyaya bağlanıyorsun oradan filmleri dizileri falan izliyorsun. Sanal mektup gönderiyorsun. E mail diyorlar. Daha sosyal medya, anlık iletişim falan var ama çok da kafanı karıştırmayayım. Merak ettiğin her şeyi de internetten öğrenebiliyorsun. O kocaman ansiklopedileri okumak için kütüphaneye gitmene gerek kalmıyor. O zamana kadar sen merakla ansiklopedi okumaya devam et şimdilik. Senin için ulaşılmaz büyülü bir dünya olan ansiklopedileri sonraları gazeteler kuponla bedava verecekler.

Bir de yenmeyip içmeyip harçlığını yatırdığın dergileri biriktirmekle uğraşma. Kalabalık yapıyor,  toz tutuyor diye annen hapsini komşu çocuklarına dağıtacak. Flütünü de arkadaşının kızına verecek.

Sana iyi ve kötü haberlerim var. Şimdi aklına bile gelmeyen hayal bile edemediğin şeylere sahip olacaksın. Ama kötü haber bunlara ulaşman hiç de kolay olmayacak. Çok büyük gayret ve mücadele gerekecek. Olsun…  Ama inan ki değer.

Resim yapmayı sakın bırakma, O akrabaların Hollanda’dan getirdiği, kullanmaya kıyamadığın sulu boyaların ve pastel boyaların bitecek diye de korkma sakın, bösüver. Burada da çok güzel resim malzemeleri var artık. Yazmaya devam et derim ama çokta gerekli mi bilmiyorum. Bir iki kompozisyon yarışması kazanacaksın ama edebiyat fakültesi hayalin gerçekleşmeyecek. Tarih fakültesi de. Hayat sana sürprizler hazırlıyor. Şu anda aklından geçirmediğin bir bölümü okuyacaksın. Ama inan bana çok daha fazla seveceksin bölümünü. Hayalini kurduğun kocaman kütüphanen de gerçekleşecek.

İnsanları sevmeye ve güvenmeye devam et. Medeni cesaretini kaybetme diyeceğim ama maalesef içine kapandığın, sosyalleşmeden çekindiğin dönemlerin var ileride. Olsun ama aşacaksın. İçgüdülerine de güven derim. Akrep sezgilerin var senin. İçine sinmeyen hoşlanmadığın insanların yamuğu çıkıyor eninde sonunda. Onlardan uzak dur derim. Bir de her olumsuz şey için kendini suçlamaktan vaz geç, yıpranırsın.

Daha çok şey söyleyeceğim ama seni n kafanı da fazla karıştırmak istemem. Yaşayınca göreceksin derim. Hata yapmaktan, denemekten korkma. Deneyimlerin, yaşadıkların seni sen yapacak.

Ha bak şu yabancı dil meselesini şimdiden halletmeye bak. Çok sevdiğin klasikleri orijinal dilinden okuyabilsen ne güzel olur ama değil mi? Hem tek yabancı dil de yetmiyor artık. Dünya globalleşti,  kocaman küresel bir köy oldu.

Global, küresel falan ne mi?

Büyüyünce öğrenirsin!


Sevgili Deepcan beni mimlemiş. Mimin konusu, 10 yaşınıza mektup yazma imkanınız olsa ne yazardınız? Bayağı heyecan yaptım önce. Ne yazayım bilemedim. Ama o afacan kıza söyleyeceğim ne çok şey varmış meğer …

Mimi ilk yapan  sessiz umman  , Deepcan deeptone   ve Kaystros Tyrha nın yazılarını   buradan ziyaret edebilirsinz  J J J