Bayan Durrell, ailesini geçindirmek için uzun yıllar yurt dışında çalışan eşini, kaybederek genç yaşta dul kalır. Kocasından geriye dört çocuk, çok küçük bir emekli maaşı ve bir ev dışında hiçbir şey kalmaz. Sekiz yıl, dört çocukla beraber, yaşam savaşı veren Bayan Durrell, sonunda alkole yenik düşer. Bu durumun devam edemeyeceğine karar veren Bayan Durrell , evini satarak, biriken borçlarını öder ve çocuklarını alarak, hayatın daha ucuz olduğu, bambaşka bir ülkede ki uzak bir adaya taşınır.
Eldeki kısıtlı imkânlarıyla,
daha ilk geceden mutfak tavanı çöken, çok eski ve insanlardan uzak, eşyasız ve
mobilyasız bir ev kiralar. Bayan Durrell,
dört çocuğuyla, dillerinin tek kelimesini bile anlamadığı bu yabancı adada,
yaşam savaşına başlar. Dağ başında, elektriğin bile olmadığı bu harap binayı, her biri birbirinden sorumsuz, dört çocuğuyla
uğraşarak, bir yuva haline getirmeye çabalar.
Ne kadar dramatik,
acıklı bir hikâye değil mi? Hani şu Küçük Emrah filmlerinde ki acılı ana ve gariban
evlatlarının hikâyeleri gibi.
Yok yok… Hayır…
Gayet eğlenceli, insana yaşam sevinci veren bir İngiliz dizisi aslında.
Dizi, ailenin en küçük oğlu, doğa bilimci, Gerald Durrell ’in anılarından yola çıkarak uyarlanmış. Yani gerçek bir yaşam hikâyesine dayanıyor.
Biz Ortadoğu insanları olarak, olayları fazla
dramatize ettiğimizi düşünüyorum. Kendine acımak, acılarından beslenmek oldukça
yaygın bir durum. Bilmiyorum, belki de herkesin acıyla başa çıkma şekli farklı
olduğu için, biz de böylece hayata tutunuyoruz.
Dizi, Yunanistan’ın
Corfu adasında ki muhteşem manzaralı, eski bir evde çekiliyor. Ev her ne kadar,
harap vaziyette olsa da “yaşarım ki ben burada” hissi uyandıran bir yer. Etrafı
zeytin ve kumkuat ağaçlarıyla çevrili, önünde kendine ait bir plajı bile
bulunan, üç katlı kocaman bahçeli, eskilikten her yanı dökülen bir bina.
Bayan Durrell,
ne kadar becerikli ve mücadeleci bir kadın olsa da çocukları, (bende “bir temiz
dövmek lazım bunları” duygusu uyandıran
) kaygısız, sorumsuz ve sinir bozucu, koskoca adamlar. Kadıncağız bir
işin ucundan tutmalarını isteyince, ortadan kaybolup, arazi oluyor hepsi de.
Aralarında ”Bu kadına da yazık “diyen yok.
En büyük oğlanı,
tüm gün don atlet, üstünde bir sabahlık, daktilo başında yazan Lery’ni gün
gelip ünlü bir yazar olacağına kim inanır. Ama meğerse bu Lary “İskenderiye
Dörtlüsü” , “Avignon Beşlisi” ve daha birçok romanın ve gezi kitabının,
şiirlerin yazarı, 20 yy İngiliz edebiyatının en önemli isimlerinden biri olan,
Lawrance Durrell imiş. Bulduğu hayvanı eve getiren, üstü başı kir pas içinde,
yanında dünyanın en çirkin köpeği ile tüm gün dağ bayır dolaşan, evin en küçük
oğlu Geri ise ünlü bir doğa bilimcisi.
16 yaşında ki
ergen Margo, tam evlere şenlik bir tip. Saf desem hafif kalacak, aptal desem
ağır kaçacak bir ergen kızcağız. Kendini gerçekleştirmeye çalışırken, her bölüm
yeni bir maceraya atılan, yenilgilerinden hiç gocunmadan, müthiş bir özgüvenle,
yeni deneyimlerin peşinden koşan, sevimlilikle
sinir bozuculuk arasında gidip gelen, eğlenceli bir karakter. Bir ara, bir Türk
karaktere de aşık oluyor ama adama Türk demeye bin şahit ister. Yunanlı Spiros’nun
tipi bile, daha çok benziyor Türke.
Türk Zoltan ile
Yunan Spiro bir bölümde, bayağı yükselip, yumruk yumruğa kavgaya tutuşacakken,
Margo birkaç argümanla aralarını buluveriyor. Artık, ” bizim en aptalımız bile,
sizin yüzyıllarca çözemediğiniz sorunlarınız çözer” mesajı mı veriyorlar bilemedim. Malum İngilizler
diplomaside ki başarıları ile meşhur.
Ailenin
Rum yardımcısı Lugaretzia ‘nın deyimi ile “ailenin en iyi çocuğu” olan Leslie ise silahlarla olan aşkının
meyvesini, sonunda polis olarak alıyor. Amma velakin sınavları geçip, gönüllü
itfaiyeci olamıyor.
Mutfak masasında
oturan konukların yanından bir eşeğin geçtiği, koridorlarında pelikanların
gezindiği, oturma odasında ki ağaçta, bir tembel hayvanın baş aşağı sarkarak uyuduğu,
sabah Bayan Durrell ‘in başucunda bir keçi ile uyandığı, çay servisi sırasında
bir peçeli baykuşun eşlik ettiği eğlenceli bir ev. Muhteşem ege manzarası, birbirinden
ilginç ve eğlenceli karakterler ile pozitif bir bakış açısına sahip güzel bir
dizi.
Dizi kadrosunda
farklı milletlerden karakterler var. Kültürler, milletler bir çatışma yaşamadan
dostluk ve kardeşlik içinde bir arada yaşıyorlar. ”Hepimiiz kardeşiiz ,bu
kaavgaa ne diiyee “ şarkısında ki gibi bir dünya. Daha 1930 lu yıllarda, şimdi
bile zor bulunan açık fikirli bir topluma sahip bir ada.
Fazla bilinmese
de yaşam enerjisi veren olumlu pozitif bir dizi…
Diziyi mutlaka izleyeceğim Korfu (Kerkira) harika bir adadır dizinin konusu da hoşuma gitti özellikle müthiş manzaralı virane ev için izleyeceğim.
YanıtlaSilAnadolu insanının acıya meyilli ve fazla duygusal olduğunu ben de Almanyaya geldikten sonra anladım olayları aşırı derecede dramatize ediyoruz sana katılıyorum.
Öneri için teşekkür ederim sevgiler.
Umarım benim kadar seversin diziyi :))
SilEvet ya yurdum insanı dramatize etmeye bayılıyor :))
Benden de sevgiler, en kocamanından :))
İngiliz dedin,1930 dedin,birde Yunan adası İlk fırsatta izleyeceğim
YanıtlaSilAyy...İzle,izle ... Çok güzel ve pozitif bir dizi :))
Silolayları fazla dramatize etme huyu galiba bende de var,bazen yayınlıyom böle dertlerimizi..😊 Diziyi izlemedik ama tv,de oynarsa belki izleriz..Anlatımınıza göre "fakirliğin İngiliz versiyonu" olmalı..🙂Emeğinize sağlık.. 😊
YanıtlaSilTeşekkür ederim.Yaşadığımız toplumdan da etkileniyoruz.Acılarını yarıştırma var bizde.Maalesef tv de değil,internette var bölümleri...
Silbu dizinin hastasıyım yaaaaa. yakınlarda izleyip yazmıştım yaa öyle sevdim ki anlatamam. heartland ile birlikte en sevdiğim iki diziden biri olduu. heartland öğütlerim. en birinci dizim oo, mutluluk dizim. kanada, aile, çiftlik, atlar filan. ayy durellde anne biricik yaa :) korfu adasına gittim ama genelde korfunun merkezinde geçmiyor dizi ama çarşı kısmı korfunun merkeziii :)
YanıtlaSilAyy Kanada'yı çok merak ediyom ya "Anne with an e" dizisinden beri.Heartland Netflix'te de varmış çok iyii :)) Evet farkettim Korfu'nun merkezinden çok az görüntü var.Korfu adasına gitmeyi isterim ama merak ettim :))
Silgemiyle yunan adaları gezileri var çok da hesaplıı. gitmek istediğin zaman söle banaaa gittim yani de ondan diyoms :)
Silhah ha...Tamam ararun seni gideceem zaman :))
Siliyi ki yazmışım baaak :)
YanıtlaSilİyi ki yazmışsıın :))
Silayrıca lawrence durrell klasik yazarlardaaan :) çok iyi yazaaar .)
YanıtlaSilÖyleymiş ya...Daha önce duymadıydım ama İskenderiye Dörtlüsü ve Avignon Beşlisi oldukça ilgimi çekti.Kendisi de bayağı enteresan bir kişilik,ajan falan diyenler bile var :))
Sil4. paragrafa kadar komşunuz sandım, nasıl akıcı yazdıysanız. :) Listeme ekledim, keşke vakit bulup hepsini şıppadanak izlesem çok istiyorum.
YanıtlaSilAha aha... komşu ama biraz uzak komşi(!) Listeye al,izlemeye başlayınca su gibi akıyor dizi :)
SilBir öykü ya da anı yazısı diye başladım, filmi anlatmışsınız:) Konusu güzel, beğendim:)
YanıtlaSilFilm gibi hayatlar derler ya ,ondan öyle başladım.Evet güzel bir dizi.Umarım siz de beğenirsiniz :)
SilKonu çok çok güzel, teşekkürler...
YanıtlaSilEvet yoksulluk edebiyatı yapmadan da hayata tutunulabileceğini gösteriyor :))
Silizlenesi imiş, teşekkürler...
YanıtlaSilEvet izlenesi bir dizi :))
Sililgimi çekti gerçekten, zaman bulursam izlemek isterim.
YanıtlaSilZaman bulman belki zor olur ama aralara sıkıştırıp bir dene istersen.Bakalım nasıl bulacaksın :))
SilSüpermiş gerçekten, çok merak ettim, bu harika tavsiye için teşekkür ederiz:)
YanıtlaSilGerçekten güzel,hayat enerjisi veren bir dizi :))
Silasla gözlerini kaçırma (2018/almanya)
YanıtlaSilsefertası (2013/hindistan)
gelecek günler (2016/fransa)
elly hakkında (2009/iran)
benim için üzülme (2006/fransa)
ananı da (2001/meksika)
hayata röveşata çeken adam (2015/isveç)
duygudan da öte (2004/ingiltere)
bakir dev (2015/izlanda)
julieta (2016/ispanya)
yaşamın kıyısında (2016/A.B.D.)
heey işte iyi filmler :) ilk ikisini son on yılın en iyi iki filmi olarak görüyom. bak, bunlara bak, sonra istersin yine, söleriiim :)
Listeyi yazan ellerin dert görmesin Deep can :))
SilIzlemek isterim bu filmi not alayım ☺️
YanıtlaSilEvet güzel bir dizi.Umarım sizde beğenirsiniz :)
SilÇok güzel bir diziydi bayıla bayıla izlemiştim:)) Elinize sağlık.
YanıtlaSilEvet çok pozitif bir dizi.Teşekkür ederim :))
Sil