26 Nisan 2018 Perşembe

DANTEL DEVRİMİNİN ARDINDAN





DANTEL DEVRİMİNİN ARDINDAN

“Bir ben vardır ben de, benden içeru” beytindeki gibi “içimdeki benleri” keşif yolculuğumdan daha önce bahsetmiştim.

“Kimim ben ?” yolculuğumdaki heyecanlı keşiflerim devam ediyor.

Dantel & Domestik kazan kaldıralı beri bizde pek çok şey değişti. Dantel & Domestik, Entel’e karşı “dantel devrimi” gerçekleştirdiklerini iddia ediyorlar. Entel “Kadife Devrime “gönderme yapan kafadarlara burun kıvırdı ama onlar umursamadılar bile.

Domestik ilk iş, kolları sıvayıp aile yemeği için bir kazan sarma yaptı. Pek beğenilince de işi büyüttü Waffle sardı. İçli köfteler, sarmalar, supangle ler, meyve salataları vs. sayesinde itibarı bayağı yükseldi evde.

Enteli bir köşeye oturtup dizlerine depresyon battaniyesini serdiler. Sıcacık yumuşacık battaniyesiyle “hal “edilmiş eski sultanlar gibi köşesinde oturuyor. Bilgisayarı önüne verdikleri için tabletine el konulmasına fazla ses etmedi. Şimdilerde kent Sosyolojisine, Sosyal Psikolojiye merak sardı. Ekümenepolis ve Tarlabaşı belgeseli tarzı yapımlarla haşır haşır neşir. Bir de Miyazaki’nin animasyonlarını pek beğendi”. Bizim masallarımız neden böyle çekilmiyor ?”  diye iç geçirerek izliyor. Domestik,  meyve salatasını. Sütlü kahvesini, çayını- çerezini eksik etmediği için de şimdilik pek ses etmiyor.

Zavallı Entel’in kitaplarını okuduğu Tablete el koyan Dantel & Domestik kafadarlar, Drop Dead Diva ve Unbreakable Kimmy Schmidt yüklediler. Dizilerin şefkatli kollarında tüm dertlerinden arınmış mutlu mesut dizi izliyorlar.

Drop Dead Diva kariyerinin başındaki genç manken Deb’in kazada öldükten sonra yanlışlıkla, başarılı, zengin Büyük beden Jane’nin vücudunda hayata dönmesini anlatıyor. Avukatımız pek bi becerikli, eski mankenin tecrübeleri ile de güzelleşerek meslek hayatında başarıdan başarıya koşuyor. Uluslararası diplomatik kriz çıkartacak, ya da Federal suç kapsamındaki organize çeteleri çökertecek davaları su içme kolaylığında hallediyor. Her branşta da uzman. Ağır ceza davalarına da, miras ve boşanma hukukuna da, uluslararası hukuka da vakıf. Sık sık da pro bono davalarına girerek sosyal sorumluluklarını yerine getiriyor. Gerçek hayatta bin türlü zorluklarla boğuşarak işini yapmaya çalışan insanların yanında Jane’nin bu kadar kolaylıkla başarı kazanması garip bir rahatlama oluşturuyor insanda. Her günün sonunda yeni bir zaferle günü kapatan Jane, size de zaferin hazzını psikolojik olarak tattırıyor.

Bi de zavallı eski nişanlısı Grayson’u,  yerli hayaletimiz Ruhsar gibi darlamasa iyi olacak. Zaten ölmüş gitmişsin, bırak da Grayson’da kendine bir yeni bir hayat kursun yani değil mi?

Bir Rahip tarafından kıyametin koptuğuna inandırılarak yeraltındaki bir sığınakta 3 kızla birlikte 15 yıl tutulan Kimmy Schmidt ’in günümüz dünyasını tanıma serüvenleri de bayağı komik. Kaçırdığı 15 yılı, ev sahibi Lillian ve ev arkadaşı Tituss yardımlarıyla kapatmaya çalışıyor. Yan karakterler de oldukça eğlenceli. Yükselen bir Star olduğunu iddia eden Tituss ve tarihi mahallesinin elitleşmemesi için mücadele eden Lillian ‘nen sonuçsuz çabaları (loser ) ezikliğin kitabını yazıyor adeta.

Domestik’in mutfakta döktürürken Dantel’de kendini örgüye kaptırdı. Kazaklar, bereler, atkılar derken iş etraftan topladığı bir çuval eski yünden battaniye başlamaya kadar uzandı. İnanılmaz! … Sandık sepetlerden 1982 yılından kalma yünler çıktı.

En son kuzenin bebişe ördüğü “baykuşlu bebek battaniyesi” ile sezonu kapattı. Artık bakalım yazın kendine ne uğraş bulacak.

Hayrettir ki bizim huysuz Kezban Bacı’ya bile bir haller oldu. Sakin munis bir kedi gibi dizi izleyip çiğdem çitliyor. Demek ki tüm o söylenmelerin, çaçaronlukların kaynağı Entel bacının etkisiymiş.

Dantel&Domestik&Kezban Bacılar hayatlarından memnun da, Entel Bacı için sanırım aynı şeyi söyleyemeyeceğim.

Eh bahar geldi, tığlar yünler sepeteler kaldırıldı. Hanımlarımızın Ulusal diyet ve yürüyüş günleri başladı. Dolayısıyla Dantel&Domestik’in saltanatı bitti sayılır.

Bakalım Kent Sosyolojisi ve Sosyal Psikoloji okumalarını bitiren Entel Bacı, bahar ve yaza nasıl bir stratejiyle girecek. Önümüzdeki günlerde neler olacak. Ben de meraktayım efendim J J J




Sonraki gelişmeleri merak ettiyseniz tıklayın efendim :)

10 Nisan 2018 Salı

İNGİLİZ TARZI LÜKÜS (!) HAYAT



DOWNTON ABE

İmdb puanı 9 olan Efsane İngiliz dizisi. Benim dizi tap listemde frsher ile başa baş kapışır.

Konusu Bronte kardeşlerin romanlarındaki gibi soylu ailenin en büyük kızının evlenme sorunsalı üzerine. Ve olaylar bu konu etrafında örgüleniyor.

Üç kızı olan Lord Crowley ‘nin unvan ve servetinin veraseti kanunen kızlarına kalamayacağı için yeğenine kalacaktır. Bir sabah gazetelerde ilk haber Titanik’in batmasıdır. Lord Grandham’ın varisi gemide ölenler arasındadır. Bunun üzerine mirasçı uzak kuzenlerden biri olan Matthew olur. Amerika’da okumuş ve yetişmiş bir avukat olan Matthew ‘ya karşı tüm aile önyargılıdır. Matthew Downton’a gelir ve olaylar gelişir.

Dizinin geçtiği yer İngiliz aristokrat bir ailenin yaşadığı Downton Malikânesi. Muhteşem ama soğuk ve kasvetli bir bina. Malikâne de yaşayan ailenin en az iki katı hizmetçinin olduğu bir yer. Sadece aile değil, çalışanlar arasında geçen olaylar da işleniyor dizide. Dizinin süresi alışıldık yabancı dizilere nazaran oldukça uzun.50 dk. İle 1.30 saat arasında değişiyor. Uzun olmasına rağmen, bizdeki dizilerin süresini uzatmak için yapılan atraksiyonlar, uzun uzun bakışmalar vs. yok. Yani vakit doldurmak için dizi sündürülmüyor. Mesele dizi karakterinin sakatlanması bir bölüm sürüyor. İkinci bölümde yürüyor. Ya da bir bölümde hamile kalan karakterin diğer bölümde bebeği oluyor. Evlenme teklifi ile evlilik arasında en fazla birkaç bölüm geçiyor.

19 yy sonu 20. yy başı geçen dizide birçok toplumsal olayları, teknolojik gelişmeleri satır aralarında görüyorsunuz. Elektriğin ve telefonun gelmesi, kadınlara oy hakkı verilmesi. İrlanda’nın bağımsızlık hareketleri, 1. Dünya savaşı sonrası yaşanan sosyal ve politik gelişmeler vs satır aralarında işleniyor.

Austen kardeşlerin romanlarında gördüğümüz şekilde İngiliz Aristokrasisinin keskin kurallarının nasıl işlediğini görüyoruz dizide. Kurallar o kadar katı ki, frakı zarar gördüğü için normal bir takım elbiseyle akşam yemeğine oturmak zorunda kalmak bir felaket. İşin ucu, sorumlu çalışanın işten atılmasına kadar gidebilir. Sofrada oturanlarda birinin üstüne, uşağın yemek dökmesiyle, kâhya kalp krizi geçiriyor. Yani o derece.

Lady lerin her birinin özel hizmetçileri var. Giyinmelerine, makyaj ve saçlarının yapılmasına yardım ediyorlar. Aslında yardım falan değil tamamen onlar yapıyor. Lady hizmetçilerinden birinin habersizce işten ayrılmasıyla, hanımın yaşadığı dehşet görülmeye değer. Kadıncağız ”ama sabah ben nasıl giyineceğim ?” diye gözlerini açarak çaresizlik içinde söyleniyor.

Matthew ’in ilk başlarda kendi ceketini giyip çıkarmasına aile üyeleri dehşet dolu bakışlarla karşılıyorlar, durumu onun Amerikalı görgüsüzlüğüne veriyorlar. Diğer konuklara karşı da bu bir utanç mevzusu. Matthew ’de raconu öğreniyor da aile üyeleri rahatlıyor sonunda. “Amerikalı gibi “ tanımı görgüsüzlükle eş değer. Hakaret etmek ya da laf sokmak için kullanılıyor.

Tamam, aristokratları bir derece anlayabiliriz. Adamlar sonuçta zengin ve soylu. Kaç asır öteye uzanan sülalesi, Karun gibi paraları var da, bu çalışanlar arasındaki statü farkını anlamak inanın mümkün değil. Kardeşim sonuçta hepiniz de orada maaşlı çalışansınız. Ne bu kibir. Lady hizmetçilerinin kibri, diğer hizmetçilere tepeden bakması hanımefendilerde yok. Lord uşaklarından birinin elinde alerjik yaralar çıkınca doktor eldiven giymesini söylüyor. Adamcağıza sanki küfür edilmiş gibi, dehşeti anlatılmaz.”Ne yani garsonlar gibi eldiven mi giyeceğim?” diyor.

Zaten kâhya Mıstır Kağsın (!) sanki bir devleti idare ediyor sanırsınız. Adam sırf karizma.


Ama benim favori karakterim oldu Lady Violet Crowley. Maggie Smith bu rolde döktürüyor. Elini bastonuna dayayıp sırtı dimdik oturarak gözlerini kocaman açıp öyle bir laf sokması var ki görmeye değer. Sırf onun hatırına tüm yeniliklere karşı çıkası geliyor insanın. Bir de İngiliz aksanıyla  “nööv, alööv “deyişi var kii… Of of. 

Matthew avukat olarak iş bulduğunu, çalışacağını ve hafta sonların malikâneye geleceğini söyleyince, Şaşkın şaşkın etrafa bakarak “hafta sonu ne demek ?” diye sormasından sonra, senin hatırına hafta sonları da çalışmak mecbur olsun Oldu Lady diyesim geldi. Ha tabi “centilmenler çalışmaz” diye düşündükleri için hizmetçiler de dâhil ne yapacaklarını ne söyleyeceklerini şaşırıyorlardı, sonradan görme Amerikalı mirasçıya.

Hizmetçiler de tüm gün “ma ledi “ ma lood” diye dolanıyor ortada. Beş kişilik ailede 4 orta hizmetçisi,3 garson uşak, İki kâhya, iki “ma lood” uşağı,2 “ma liedi “  hizmetçisi, Bir ahçı,1ahçı yardımcısı, bir ahça yamağı, bir şoför var. Artık kalan çalışanları ona göre hesap edin. Zaten Violet Crowley de malikânelerin başlıca vazifesinin, istihdam sağlamak olduğunu söylüyor da, bu kadar adam ne üretiyor bilmiyorum. Bu kadar harcamaya dağ dayanmaz. Dayanmıyor da zaten. Âmâ daha fazla spoler vermeyeyim.

Dönem dizisi olmasına rağmen, tarihi gerçeklere ne kadar sadık bilmiyorum. Ama bu konu da şüpheliyim. Zira daha Cumhuriyet ilan edilmeden Türk diplomattan ve Türkiye Devletinden bahsedilmesi. Soyadı kanunu çıkmadan Kemal Pamuk isimli bir diplomata yer verilmesi bu konuda itimadımı sarstı.

Aslında daha anlatılacak çok şey var da. Uzatmayayım. Şöyle ağzı yüzü düzgün bir dizi izlemek istiyorsanız, vaktiniz de varsa tavsiye ederim.



28 Mart 2018 Çarşamba

ÖRGÜ MARATONUM DA YENİ PARKUR


BİZİM MİNİON
Minion'umuzun hırkası

Minionlardan bir adet  de bizim evde var. Ailenin en küçük torunu.

Aynen minionlar gibi sapsarı, afacan, gürültücü ve onlar kadar anlaşılır (!)

Özel bir dili konuşuyor. Önceleri  genelde annesinin tercümanlığına ihtiyaç duyuyorduk ki, sonunda Temel gibi hepimize kendi dilini öğretti J

Allah aşkına şunu çözen beri gelsin.

-Hakka kakka kağı kığı

Tercümesi.(Harika kanatların kanadı kırıldı)

Daha da tercümesi: oynarken uçağının kanadı kırılmış 

Aynen bir kedi gibi. Sevmek isterseniz kesinlikle yanaşmaz ama eğer ilgilenmezseniz önce şebeklik yapar, en son hala  ilgi çekemezse de elinizden tutup “Senin için bir görevim var” diyerek oyuncaklarının başına oturtur. Yapmak istemediği şeyler için gerekçesi de “bizim evde bazı kurallar var” O kurallarda hep onun yapmak istediği veya istemediği şeyleri içerir ne hikmetse.

Size çay içmeye gelelim deyince, eğer canı istemiyorsa ”bardaklarımızın hepsi kırıldı” diye kibarca (!) geri çevirir.

Ailece denize gidecekleri zaman “ben de sizinle geleyim “diyen ananesine “deniz dalgalı, rüzgâr seni götürür” diyecek kadar da merhametli (!)

Eh örgü maratonuna başlayınca ona da bir kazak örmek şart oldu.




                                          Bunlar da ona ördüğüm bere ve boyunluk.




Diğer yeğenlere de örmeden olmazdı 





28 Şubat 2018 Çarşamba

İLETİŞİMDE BEDEN DİLİ


İLETİŞİMDE BEDEN DİLİ

Arkadaşımın üç yaşındaki kızı isyan ediyordu…

-Anne beni dinlemiyorsun!

-Dinliyorum kızım.

-Ama bana bakmıyorsun!!!  Bu diyalogun sonrasında küçük kız annesinin başını minik avuçlarının içine alıp gözlerine bakarak anlatıyordu…

-Beni anlamıyorsun…

-Of ya anlatamadım bir türlü!!!

Buna benzer cümleleri çokça kuruyorsanız veya duyuyorsanız orada iletişim sorunları olduğu anlamına gelir.

İletişim engelleri veya kazalarının bir kısmı, iletişimi kelimeler ve sözcükler kullanmaktan ibaret görmekten kaynaklanır

İki insan karşı karşıya geldiği andan itibaren iletişim başlamış demektir. O andan itibaren iki kişinin konuşması -konuşmaması, bakması -bakmaması yani her hali bir anlam ifade etmeye başlar.

èİlk izlenim (7) saniyede oluşur. Diğer insanlar hakkında karar vermeye 7 saniye içinde başlarız.

İletişim; Sözler % 7

Sese tonu % 38

Beden dili % 55 den oluşan bir paket programdır.

Sadece sözlerle anlaşmaya çalışmak çat pat İngilizcesiyle ve el kol hareketleriyle turiste yol tarif eden Mahmutpaşa esnafı gibidir.

Luk, buradan go go go, sola törn, go go go… Orda bas durağı var. Ona bin gol, van tu tri durak sonra in…

Göz temasının, etkin dinlemede önemli bir unsur olduğunu çözen arkadaşımın üç yaşındaki kızı gibi, karşımızdaki kişinin beden dili sinyallerinin önemli bir kısmını kodlayarak çözebiliriz aslında. Bunu doğumumuzdan itibaren gözlemlemelerimiz ve öğrendiğimiz bilgilerle içgüdüsel olarak yaparız.

Beden dili: Cinsiyet

-Kültür

-Ülke /bölge

-Ortam

-Ekonomik şartlara göre farklılıklar gösterir

Deniz altındaki dalgıçların , “her şey yolunda” işaretini Türkiye’de sokakta birine yapsanız kan çıkar. Akademik hayatının bir kısmında Ortadoğu insanını gözlemleme imkânı bulan bir hocamız anlatmıştı.”Orada iki şoför trafikte el frenlerini indirip, saatlerce bağıra çağıra kavga edebilirler. Bizde olsa ilk beş dakikadan sonra kolları sıvayan sürücüler levyeyi ellerine alırlar.”

Benzer coğrafyalarda yaşayan insanların beden dilleri de benzerlikler gösterebilir. Bir dönem bizde moda olan Brezilya dizilerindeki abartılı mimikler ve el kol hareketleriyle konuşan insanlar sadece Brezilya değil tüm Latin Amerika ve Hispanik insanların heyecanlı kişiliğinin yansımasıydı.

Cık! Yaparak hayır diyen üç millet vardır. Türkler-Yunanlılar-Suriyeliler

 Bizler telefon çaldırarak korna çalarak anlaşan bir milletiz. Trafikte tanıdığı birini görünce heyecanla kornaya sarılan, kontörün pahalı olduğu zamanlarda” seni hatırladım, nasılsın? “ demek için telefonu çaldırıp kapatan bir milletiz.

Beden dilini bedenin gönderdiği sembollerle anlarız.

èBeden dili gövdenin üst kısmıyla verilir. Gövde merkeziniz açıksa iletişime açıksınız demektir. Belden yukarısı gövde merkezidir

Yüz ifadeleri Makro ifadeler ve Mikro ifadeler olarak ikiye ayrılır.

   Yüzümüzdeki 42 kasla 10.000 den fazla duygu ifadesi verebiliriz. Gülmek için 17 kas kullanılırken, kızgınlık için 42 kas kullanılır. Gülmek kızmaktan kolaydır aslında

-7 ifade evrenseldir.

1-Mutluluk

2-Sürpriz

3-Üzüntü

4-Korku

5-İğrenme

6-Küçümseme

7-Öfke

Mesela aşağıdakilerden çoğu oldukça tanıdık hareketler değil mi?

èEl sallama uzaktan sırt sıvazlama hareketidir

èOtururken ayak sallama stres ifadesidir

èKişinin kendine teması, kendini rahatlatan bir harekettir

èElin ağza ve buruna dokunması şüphe işaretidir

èBilen insan duruşu parmak uçlarının karşılıklı çatılmasıdır

èMasa başınsa otururken hafif öne eğilme ilgi işaretidir

èGözlüğünü çıkarma sıkılıma göstergesidir

èKonuşurken gözlüğünü takmak ilgiyi gösterir

èElin tersten gösterilmesi itiraz demektir

èTokalaşma “üç” saniyedir. Maximum “sekiz “ saniyeye uzayabilir

èUzayan tokalaşma karşıdakinin rahatsız olmasına sebep olur

èTokalaşma seviyesinde temas arttıkça samimiyet seviyesi artar

èBaşparmak “ego”yu gösterir. Egosu yüksek insanlar başparmağını gösteren hareketler yaparlar

èİşaret parmağı bilgiyi temsil eder. Bilen insan işaret parmağını kullanır

èOrta parmak kişinin kendisini temsil eder. Gerginlik anında ilk orta parmağınıza dokunursunuz

èYüzük parmağı bağlılığı aşkı temsil eder

èKüçük parmak asaleti temsil eder. Su içerken serçe parmağı havaya kalkar

èDuygunuz duruşunuzu, duruşunuz duygunuzu ifade eder

èArkada bileği tutmak erkeklerde gizli kol kavuşturmadır

èKadınların önde kollarını tutması gizli kol kavuşturmadır

èOtururken ayaklarınız yere değmezse kendinizi güvende hissetmezsiniz

-èDik duruş doğru nefes almayı sağladığı için enerjik olmayı sağlar. Gülümseme insana iyi hissettirir

èGöz çevresi kıpırdamadan yapılan gülümseme yapaydır

èİnsanların denetleyemediği tek yer gözleridir(eğer duygularınızı yönetmeyi öğrenirseniz, gözle olan duygularınızı denetleyebilirsiniz)

èOrtalama bakış süresi 3 saniyedir, fazlası taciz edici olabilir

èHeyecanlanan bir insanın gözbebekleri yaklaşık 4 kat büyür

 

-èİnsan kendine yakın bulduğu kişi veya görüşlere doğru başıyla hafifçe yakınlaşır, uzak bulduklarından başıyla hafifçe uzaklaşır

èMesela; baş ile evet işaretinde baş öne doğru sallanırken, hayır işaretinde baş arkaya doğru sallanır

Elbette üzerine kitaplar yazılan, akademik çalışmalar yapılan beden dilini bir yazıda anlatmak mümkün değil. Örnek, hikâyelerle ve görsellerle günler sürecek bir seminerde anlatılabilecek bilgileri bir yazıda verebilmek olası değil. Burada anlatılanlar, etkin iletişimde beden dilinin önemine dikkat çekmek ve beden dilini okuma çalışması yapmaya başlayarak farkındalık kazandırmak için ufak tüyolar.

Bu konu ilgisini çekenler için “Lie To Me” dizisini önerebilirim.





Başkanlık devir teslim törenlerindeki Obama çiftinin beden dillerinden ne anlıyorsunuz ? 









Sınıfa yeni gelen, iki çaylak öğrenciyle dalga geçen, iki ergen liseli ifadesi yok mu sizce ?

24 Şubat 2018 Cumartesi

ADVENTURE TİME KAZAĞIM...

Sonunda Bittii

Kent Planlama ve Tasarım uzmanı (!) yeğenimin tasarım(!) kazağı bitti. Bizim yeğen ayakkabı, tişört vb. boyarken tasarımda kevel atladı, ama işin sonu da bana patladı. Kendisi en sonunda kazak tasarımına el attı, kazağın tasarımı da ona ait. Ama  ben de iyi yoruldum. Hala başka kazak düşünceleri  var ama artık başka kapıya :))


Adventure Time şablonunu bulmak o kadar uğraştırdı ki anlatamam. En sonunda kendimiz şablon çıkarmaya karar vermiştik ki, bir yerde bulduk. Sevindirik olduk resmen.
                Kar desenlerini de başka bir şablondan ayarladım. Renklerini falan ayarlamak bile epey zaman aldı. Her bir renk için bir yumak almak pahalıya geleceği için sandık sepet karıştırıp ne kadar artık yün varsa ortaya döktük. Bu mu olsun o mu derken renkleri ayarladık.
                İlmek sayılarını düzenlemek, ölçü çıkarmak derken  bayağı bir uğraştırdı.
Yani örmeye başlamak bile uzun zaman aldı.

Ama sanırım bunca emeğe değdi. Sevdiğin biri için bir şeyler yapmanın mutluluğu paha biçilmez.


                Bizim yeğen kazağı bitirinceye kadar başımda bekleyip, sonrada alıp gittiği için son halinin fotoğrafını çekemedim bile.
                Bu fotoğrafı gönderdi ama çok net değil. En kısa zamanda son halinin fotoğrafını da güncelleyeceğim.

      ( Dedi... ama güncelleyemedi :)  )


     
                                             17-12-2018 itibariyle güncellenmiş hali :))

9 Şubat 2018 Cuma

BEN KİMİM ? Kişinin Kendini Analiz Etmesi

JOHARİ PENCERESİ 2



Kişinin Kendini Analiz Etmesi

Dünyaya geldiğimizden beri bizimle olan kendimizi ne kadar tanıyoruz acaba?

Aslında bu soruya cevap vermek zannettiğimiz kadar kolay olmayabilir.

Fiziksel görünüşümüzü öğrenmek için aynaya bakarak “Gözlerim kahverengi, saçlarım siyah, yüzüm yuvarlak, omuzlarım geniş “ vb. şekillerde kendimizi tanımlayabiliriz. Kişiliğimizi öğrenmek için de kendimize ayna tutmamız gerekir.

Peki, bunu nasıl yaparız?

Johari Penceresi kişinin kendini tanıması ve farkındalığını arttırması için önemli bir formüldür.

Kendini tanımak için, tüm dikkatini kendine yöneltmek, emek verip, gayret sarf etmek gerekir. Böylece insan kendisi ile ilgili bilgiler edinir. Bu bilgilerin analiz edilmesi ile kişi kendi kişiliği hakkında fikir sahibi olur.

èKendi kendine sorular sormak

Öncelikli adım kişinin kendine sorular sorarak tarafsız bir şekilde görmeye çalışmasıdır.

Ben kimim?

Değerlerim ve değer yargılarım hangileridir?

Amaç ve motivasyonlarım nelerdir?

Hedeflerim ve hedefe ulaşma yöntemlerim nasıldır?

Kişisel avantajlarım ve dezavantajlarım nelerdir?

Bu ve buna benzer sorulara verilecek cevapların, kendimizi kandırmadan verilmesi gerekir. Cevaplar her zaman olumlu olmayabilir. Olumsuz yönleri görebilmek tarafsız bakabildiğimizin göstergesidir. Burada mazeret bulmadan eksik ve yanlış yönlerimizi tanımlayabilmek kişisel gelişimimiz adına önemlidir.

èDuygularını tanımlama

Kişiniz duygularını tanımlayabilmesi için rahatsız ve mutsuz anlarında nasıl hissettiğini (kızgın, üzüntülü, utanmış vb.) belirlemesi gerekir. Burada savunmacı bir tavır takınmadan şartları ve şahısları suçlamadan hangi duyguları yaşadığını tanımlamalıdır.

è.Diğer kişilerin verdikleri ipuçlarını incelemek

Kişinin kendinin, farklı kişilerin gözünden nasıl göründüğünü bilmesi objektif bir yol gösterici olabilir. Kişiler karşılıklı iletişimde birçok gözlemlerini paylaşırlar. Kişinin başkalarının kendisi hakkındaki gözlemlerini öğrenmek için radarlarını açması gerekir. Eğer birçok kişi aynı şeyleri söylüyorsa bu görüşler dikkate alınmalı, olumsuz olanlar belirlenerek çözüm bulmaya çalışmalıdır.

Mesela birçok insan aşırı mükemmeliyetçi olduğumuzu yâda kişisel ilişkilerimizde saldırgan olduğumuzu belirtiyorsa kimseyi suçlamadan davranışlarımızı incelemekte fayda vardır. Ya da çok hızlı konuştuğumuzu veya hım şey, gerçekten, hani gibi dolgu kelimeleri kullandığımızı ve bunun farkında olmadığımızı söylüyorsa bunlar dikkate alınmalıdır. Bu tür eksik ve yanlışlara odaklanmak ilişkilerimizi geliştirmek için de olumlu katkı sağlar.  

èGeribildirim almak

Kişilerarası iletişimde bulunduğumuz insanlardan farklı durumlarda davranışlarımızın nasıl olduğunu sormak gerekir.Bu konuda yapılan değerlendirmeleri ve ima edilenleri savunucu davranmadan dinlemeli ve net bir şekilde tanımlamalıdır.Kendimizi tanımada başkalarının tuttuğu ayna oldukça önemlidir.Bu aynaları görmezden gelmek kişisel gelişimimiz ve iletişimimiz adına büyük kayıplar yaşamamıza yol açabilir.

èKendi hakkında bilgi aramak

Kişinin kör bölgesini geliştirebilmesi için kendisi hakkında bilgi edinme adına çabalaması, emek vermesi gerekir. Kişiliğini takdir ettiği değer verdiği kişilere “beni bana anlatır mısın ?”  “Senin gözünden nasıl görünüyorum ?” diye soru sormak çok ta alışkın olduğumuz davranışlar değildir. Ama bunu yapabilmek kör bölgemizdeki olumsuz yönlerimizi düzeltme, olumlu yönlerimizi geliştirme imkânı sağlar.

 

èFarklı yönlerini bulmak

Hayat ta farklı sosyal statülerimiz, farklı rollerimiz vardır. Evlatlık yönümüz, öğrencilik yönümüz, ebeveynlik yönümüz, çalışan yönümüz gibi. Bu farklı roller farklı sorumluluklar getirir. Her bir rolümüzü aynı başarıyla yönetemeyebiliriz. İş hayatında başarılı ve hırslı bir yönetici, ebeveynlik ya da evlilikte aynı derecede başarılı olamayabilir. Burada kendimiz hakkında farklı değerlendirmeler duyabiliriz. Ailemiz bir yönümüzü, iş arkadaşlarımız başka bir yönümüzü, komşularımız farklı bir yönümüzü ortaya koyunca birçok farklı kişiymiş gibi bir izlenim oluşabilir. Ama aslında biz bunların hepsiyizdir. Önemli olan tüm bu yönlerimiz hakkında bilgi sahibi olmak, bunları ortak bir nokta etrafında birleştirerek, bunlar arasında koordinasyon sağlama becerilerini geliştirmektir.