İNLEYEN NAĞMELER
METROYU SARDI
Soğuk bir Ocak
sabahının erken saatlerinde Washington Metro İstasyonu, metroya yetişmeye
çalışan insanlarla doluyken, beyaz beysbol şapkasını kaşlarına kadar indirmiş
genç bir adam, kemanından önce birkaç nota çıkarır. Sonra notalar arkası
arkasına metro istasyonunun duvarlarında yankılanmaya başlar.
Biraz sonra
adeta kendinden geçmiş bir şekilde çalmaya devam ederken, kimse Bach’ın en zor
icra edilen klasik müzik eserlerinden olduğunun farkında bile değildir. Genç
adam 45 dakika boyunca Bach ‘dan dan altı klasik müzik parçası çalmaya devam eder.
Konser bittiğinde kimse alkışlamadığı gibi kimse duraklamaz bile.
Konser boyunca
Washington Metro İstasyonun en kalabalık saatlerinde kemancının önünden 1100
civarı insan, belki notaları bile duymadan hızla geçip gider. Sadece 6 kişi
durup dinler.20 kişi para verir ve keman kutusunda biriken para sadece 32
dolardır.
Washington Post
için yapılan bu sosyal deneyde metroda ki
kemancı, dünyaca ünlü keman virtüözü Lohusa
Bell’dir…
3.5 milyon
dolarlık Stradivarius kemanıyla metroda verdiği konserin benzeri için, insanlar
Boston’da daha kısa bir süre önce 100 dolar civarında para ödemişlerdir.
Deneyin konusu ”algılama, keyif alma ve öncelikler”.Buradaki
araştırılan sorular;
Sıradan bir yerde, uygunsuz bir saatte
güzelliği algılayabiliyor muyuz?
Durup ondan keyif alıyor muyuz?
Beklenmedik bir ortamda bir yeteneği
tanıyabiliyor muyuz?
Deneyin
anlatıldığı Washington Post gazetesindeki makalenin son cümlesi “eğer dünyanın en ünlü müzisyenlerinden
birinin dünyada yazılan en iyi eserlerinden birini çalarken onu durup
dinleyecek bir dakikamız bile yoksa acaba daha neler kaçırıyoruz hayatta ?”
***
Muhtemelen bu
sosyal deneyi duymuşsunuzdur. Washington Post’taki makalenin söylediğine sonuna
kadar katılıyorum.
Lakin ilave
edeceğim birkaç husus var.
Joshua Bell
marka değeri yüksek bir sanatçı. Evet, sadece şirketler, firmalar değil
insanlar da marka artık günümüzde. Markalaşma süreci profesyonel tekniklerle
yapılıyor ve uzun zaman alıyor. Ve marka değerini arttırmak için PR çalışmaları
yapılırken pazarlamak içinde reklam unsurları devreye sokuluyor. Bu kötü bir
şey diyemem elbette.
Ama marka
olamamış Pr ve reklam desteği olmayan kaç gerçek yetenek harcanıp gidiyor?
Büyük umutlarla başlayan hangi hikâyeler hayal kırklıkları ile sonlanıyor?
Bilmiyoruz…
Galiba da hiç bilemeyeceğiz…
***
Hayattaki
değerli şeylerin genelde yüksek fiyat ödediklerimiz olduğunu zannediyoruz. O
yüksek fiyatları ödeyebilecek imkâna sahip olmak için de var gücümüzle
koştururken asıl hayatı kaçırıyoruz.
Akşamdan akşama yatmaya
uğradığımız için içinde oturamadığımız lüks evlerimize…
Bilmem kaç
kilometre hıza, bilmem kaç dakikada ulaşabilen ama hiç o kilometre hızla
süremediğimiz jeeplerimize, lüks araçlarımıza…
Bilmem ne
fonksiyonlarının ne işe yaradığını çoğumuzun bilmediği son model teknoloji
sahibi cep telefonlarımıza…
Sanki sadece
sosyal medyada foto paylaşmak için gidilmiş zannedileceğimiz bilmem kaç
yıldızlı tatillerimize…
Ve aslında çok ta gerekli olmayan daha onlarca
şeye para yetiştirmek için kendimizi paralarcasına çabalarken hayatı
ıskalıyoruz.
Bir daha asla
sahip olamayacağımız geri getiremeyeceğimiz en verimli zamanlarımızı saçıp
savuruyoruz…
Hâlbuki bedel
ödemediğimiz için kıymetinin farkında olmadığımız o kadar çok şey var ki.
Biraz etrafımıza
baksak ta bu bedava güzellikleri fark etsek.
Onlardan da zevk
almayı, onlarla mutlu olmayı öğrensek.
2017 de ıskaladığımız güzellikleri 2018 de fark etmemiz dileğiyle…
Ah cam güzeli'm, duymaz mıyım, bir değil, birkaç kez sosyal medyada okumuştum hatta.:((Evet bu zamanda torpilin var mı? Tanıdığın var mı? Reklam yapıyor musun? O zaman yaptıkların kıymete biniyor. Yoksa mümkün değil. Ya, ben ünlü bir keman virtüözü değilim ama görüyorsun yazdığım senaryoları, (ki, özet şeklinde) bunlar gerçek oyuncularla çekilse, dekoruyla,müziğiyle,reklamıyla, izlenmez mi sorarım? Kimse yoğurdum ekşi demez ama güldürmesi gereken ama tebessüm dahi ettirmeyen programlar yazdığın gibi marka olduğu için ya da arkalarında iyi bir 'dayı' ları olduğu için yıllardır yayınlanıyor ekranlarda. Ben çırpınıp, didiniyorum hiçbir işe yaramıyor:( işte dediğin gibi PR çalışması, güçlü sponsorlar, büyük mevkilerde tanıdıklar olacak....:(
YanıtlaSilEline sağlık.:)
"bücürükveben"
YanıtlaSilAh Müjde abla tek başına çabalamak yetmiyor maalesef.Marka çalışmaları ekiplerle yapılıyor.O imkanın yoksa da,bir yerlere gelebilmek imkansız değil ama zor.Aslında sosyal medya bu açıdan çok büyük fırsatlar veriyor.Bu da biraz daha gençlerin hakim olduğu bir konu.Keşke onlardan yardım alabilsen :))
Farkındalık kazanmak için gönderildiğimiz dünyada kendimizden kendimizi doğuracak vaktı ayırmassak yete neklerimizi de yeteneklilerimizi de harcarız yavaşla sloganımız olmalı
YanıtlaSilNe kadar da haklısınız. "Farkındalık kazanmak için gönderildiğimiz dünyada" önce kendimizi fark etmeliyiz ki harcamayalım da harcanmayalım da.Acaba yavaşlayabilmek mümkün mü ?
YanıtlaSilBen yabancı müzik veya kişileri pek bilmem. Hos her müzigi de dinlemem ama bu benim hosuma gitti :)
YanıtlaSilAcikcasi bu konularda zaman ayiranlardanim. Durup en azindan bir parca dinler ve devam ederim :)
Zamanı parayla doğru kullanmayı basari sananlar var malesef. Aslinda zaman dedigin gibi masrafsiz ve bedelsiz olmali 😘 öpüyorum cam güzelim 😍
Ne güzel bir yazı olmuş. Bu sosyal deneyi duymamıştım ben, kendimi düşündüm. Her gün metroya binen biri olarak, eğer bildiğim bir müzikse mutlaka duruyorum, nasıl çaldıklarını dinliyorum. Ama bilmediğim bir müzikse bende pas geçiyorum. Sanırım benimki de algıda seçicilik oluyor.
YanıtlaSilCanım benim çok güzel bir paylaşım olmuş . Neresinden başlasam neresinden bitirsem bilemedim . Farkında değiliz güzelliklerin , oysa güzellik peşindeyiz ... Artık maddiyat ve lüks çok ön planda . Özenti ve özendirme kısmı ise olmazsa olmazımız oldu . Böyle yaşamayı sevmiyorum. Sevenlere belki uyarı niteliğinde olur bu güzel yazın . ☺️ Etrafımızdaki güzelliklerin bilincinde olabilmemiz ümidiyle ... Sevgiler . 😊
YanıtlaSilDuymuştum bu sosyal deneyi. Çok güzel bir mesaj veriyor aslında. Pek çok güzelliğin farkına varmadan yaşayıp gidiyoruz. Ancak bize sunulanları ve işaret edilenleri seçip sevdiğimizi sanıyoruz.
YanıtlaSilÇok güzel bir yazı elinize sağlık, fark edemediğimiz o kadar çok şey var ki bir yandan da her şeye dikkat etmek, algınızın o kadar yüksek olması da çok zor orta bir nokta bulmalı insan. Ayrıca sosyal medyanın özellikle mutsuzluk yarattığını düşünüyorum:( Yine de iyi diyelim iyi olsun, mutlu yıllar:)
YanıtlaSilSanırım ben de koşturup, güzel anı kaçıranlardan biri olurdum :(
YanıtlaSilMerhabalar;
YanıtlaSilPartita in D minor chaconne kısmı, bu parçayı çok çok severim. Ben olsam orada durup dinlerdim çünkü keman çalmaya çok hevesliydim bir aralar ama artık geç kaldığımı fark ettiğimden beri (yani parmaklarımın daha çok küçükken alışması lazımdı) kemanım duvarda asılı duruyor maalesef...
Bu deneyi duymuş ve izlemiştim zamanında, müzisyen için de hayret verici olmuştur. Adamın sahne biletleri yok satıyor ama iş sokakta çalmaya geldiğinde kimse dönüp bakmıyor neredeyse...
İşte üzerinde yaşadığımız dünyanın özeti...
Sizi de yeni keşfettim, takipteyim artık,
Esen kalın :)
Ben klasik müzik severim 😊. Dünyaca ünlü olmasi dedigin gibi pr in büyük payi vardir. Yetrneklidir mutlaka ama o firsatlari bulamayan ne yetenekler var. Bir de tabii metroda kosusturan insanlarin keyif yapacak hali var mi o da ayri konu. Mutlu yillar 😊
YanıtlaSil"ANNESİNİN PRENSESi"
YanıtlaSilEvet hoş değil mi ?
Ben de bayılırım.Rastlarsam dinlerim genel de.Masrafsız bir güzellik isteyeyim senden.Esila'yı öp benim için,ama avuçlarının içinden olsun :))
"she is the man"
YanıtlaSilEvet beğenilerimiz algılarımızı etkiliyor.Park ve caddelerde de güzel müzik yapanlar oluyor artık.Ama metrodaki en muhteşem müziği, bir Cumhuriyet Bayramın'da askeri bandonun verdiği konser de dinlemiştim.
"Zehra Çelik Baltacı"
YanıtlaSilEvet dediğin gibi maddiyat ve lüks çok ön planda artık.Vakitsizlikten keyfini süremediğimiz şeyler için nice vakit harcıyoruz..
"Turgay Aksoy"
YanıtlaSilEvet oldukça meşhur bir deney.Haklısınız başkalarının bizim için seçtiklerini ilk başta yadırgasak da, bir süre sonra,sadece moda olduğu için,herkeste olduğu için tercih ediyoruz.Sevdiğimizi zannediyoruz.
"Gül Akça"
YanıtlaSilEvet ya sosyal medya sanal yaşamlar satıyor bize.Herkes mutlu herkes zengin "mış" gibi görüntü verirken,aslında o fotolarla geri dönüşümlü mutsuzluk postalıyor kendisine ve etrafına.
"Nil"
YanıtlaSilBunun farkında olmak ilk adım.Bu tarz sosyal deneyler farkındalığı arttırıyor.Güzel oluyor yani :))
"Feri Peri"
YanıtlaSilVoav...İşte bu yoruma şapka çıkarılır.Süper.Ben klasik müzik bestecilerinin eserlerini dinlerken kimin olduğunu az biraz çıkarabiliyorum. Mozart, Vivaldi,Beethovan gibi meşhur olanların eserlerini.Sadece o kadar.Ama ona bile seviniyordum yani :)) Sizi tebrik ederim...
Evet sadece onun için değil deneyi yapanlar içinde şaşırtıcı olmuş.Mesela Amerika Ulusal Senfoni Orkestrası müzik direktörü Leonard Slatkin’e, dünyanın en iyi keman virtüzünün metro istasyonunda 1000 kişiye performans sergileseydi nasıl bir tablo ortaya çıkardı diye sorulduğunda 35-40 kişi tanır, 75-100 kişi zaman ayırıp ya dinler ya dinlemez diye cevap vermiş. Kaç para bahşiş toplar diye sorulduğunda ise Slatkin, 150 dolar olarak tahminde bulunmuş.
Tanıştığımıza sevindim.Ben de sizi takipteyim artık :))
"Derya"
YanıtlaSilÇok iyi bir dinleyici değilim ama ben de klasik severim.Bir de türkü :))
Deneyin püf noktası da bu zaten.Kim bilir neler kaçırıyorsunuz diyor.
Evet yetenek,yan unsurlarla desteklenince Dünyaca tanınıyor.Markalaşmanın önemini anlamamız gerekiyor artık Ülke olarak.
Size de mutlu yıllar :))
Estağfirullah, o kadar da hepsini ezbere bilemiyorum zaten hafıza sorunum var ama işte bunun gibi çok sevdiklerim var sürekli dinlediklerim kulaklığımla, şu an denk geldi hemen belirteyim dedim :) Bu parça aslında 5 kısımdan oluşuyor, bu en son kısmı ve benim de en sevdiğim kısım :) Mutlu yıllar demeyi de unuttum :D
YanıtlaSilMutlu yıllar, güzel günler dilerim :)
hımmmm keşke o metroda dinlseymişim orda olup :)
YanıtlaSil"deeptone"
YanıtlaSilDemi ya ne güzel olurdu.Ama ben fark edermiydim ki diye de düşündüm :))
hemen yazcam yanlarına filmlerin :)
YanıtlaSilkategörilerin hepsini yazdım hemenceciik :)
YanıtlaSil"deeptone"
YanıtlaSilAy sağolasın..Hemencecik de yazmışsıın...İyi insaan :))
Nice hayatlar,ritimlerden,ışıklardan,renklerden çok çok uzak..Bu kadar çok deneyim,hikaye ama yine aynı kayıp tekrarlar...
YanıtlaSil