Şiddet içerikli oyunlar bilinçaltımıza, toplumsal hafızamıza
ne türlü mesajlar yolluyor.?..Sadece şiddeti mi özendiriyor.Yoksa ötekileştirme,kutuplaştırma,gerçek dünya ile
sanal dünyanın birbirine karıştığı paralel bir evrende yaşama gibi birçok başka
yan etkileri de var mı?.
Sanal oyunlar
Süper Mario ve Hugo ile hayatımıza girdi. Televizyona bağlanan atarilerle
oynanan bu oyunlar çok çabuk yaygınlaştı. Sonrasında evlere giren bilgisayarlarla sanal oyunlar çeşitlendi daha
profesyonelleşti , naiflikten hızla sıyrıldı ,yaygınlaştı ve bu günler ulaştı..
Bu
oyunların stres atmaya yarayan, çok ta masum oyunlar olduğuna inanmıyorum. Hayır
dış mihrakların oyunu olduğunu falan düşünmüyorum. Komplo teorilerim de yok.
Bildiğiniz üzere
bu oyunlar iki kişi veya gurup arasındaki mücadeleyi anlatıyor .Ama karşı taraf
düşman ve yenilmesi gerekli. Ona şiddet uygulamayı meşrulaştırmak için önce ötekileştirilmesi gerekli ki buda düşman kavramıyla oluşturuluyor. Sizin
hayatta kalmanız düşmanı öldürmenize bağlı. Yani öl yada öldür..
Karşı taraf
muhakkak çirkin,ucube ; sizin
menfaatlerinize engel oluyorsa kesinlikle
kötü yürekli.. Hatta yaratık.. Zombi ,vampir, alien gibi karakterler ne
çok kullanılıyor bu oyunlarda.O insan değil ki ; canlı değil o ; canı yanmaz onun ,acımaz ..İnsan olsa ,iyi olsa sana benzerdi ..
Böylece karşınızdakine zarar verirken, hatta öldürürken hiç vicdan azabı yaşamıyorsunuz.
Böylece karşınızdakine zarar verirken, hatta öldürürken hiç vicdan azabı yaşamıyorsunuz.
Döngü basit..
İşte o! Farklı ! o halde çirkin.. O
halde Kötü.. O halde zararlı O halde bana
zarar verebilir Eee önce sen davran.. zarar görmeden zarar ver, ölmeden önce öldür..Bu senin evrensel ve
anayasal hakkın.. Çünkü o senin yaşam hakkını elinden alacaktı…
Yani hayali bir
düşman üret .. ona inandır kendini …
Vee Evet!
şiddetin şehvetini doyasıya yaşayabilirsiniz artık !....
Ya aksiyon filmleri
?!!
Kanlar içindeki
kahramanımız zorla gözlerini açar.. Yanında ona yardımcı olan bir kişi..
Flashbacklar
ile geriye gider kahramanımız.. Neden bu halde olduğunu anlarız.
Bahçeli güzel bir
ev .Geniş mutfakta yemek yapan güzel ve mutlu bir kadın ...
Etrafta oynayan
iki güzel çocuk.. Kahramanımızın karısı ve çocukları..
Kabus !! birden kötü adamlar dalar eve acımadan o güzel kadın
ve çocukları öldürürler.. Ortalık kan revan içinde kalır..Güzelim ev darma
duman olur..O sırada bir şekilde kahramanımızda tuzağa düşmüştür..Kötü adamların
elinden zorla kendini kurtarır..Ve gözlerini açtığında perişan haldedir.Ama
yanında film boyunca kendine eşlik edecek yine güzel bir kadın bir hemşire veya
benzeri bir karakter..
Sebepler
çeşitlidir.Ya bir mafya hesaplaşmasına kurban gitmişlerdir.veya devlet adına
görev yaptığı ,ekip arkadaşlarının ihanetine uğramıştır.. Yada ne bileyim işte
buna benzer bir başka şey vardır..
İyi insan olup
olmadığını bile bilmediğimiz bu adamın yanına konumlandırırız kendimizi ve film boyunca onu intikam operasyonlarına
katılırız heyecanla..
Artık bu kerteden
sonra kahramanımızın yaptığı her eylem kutsal ve meşrudur.. Tuzak kurabilir çalabilir
hatta öldürebilir.. O üş kişinin yerine 33 kişiyi cayır cayır öldürürken bizim
içimizin yağları erir rahatlarız.. Bir
kötü daha eksilmiştir yeryüzünden.. Bu sırada kahramanımıza yardım eden
karakterlerde niyazi olur birer birer ..Olsun !. Bu kutsal intikam uğruna feda
olsunlar..Yeter ki kahramanımız yaşasın .Yeter ki intikamını alsın..
O sırada kahramanımız hem savcıdır hem hakim
hem polistir hem infaz memuru.. Kim vermiştir ona bu hakkı nasıl kazanmıştır? Ne önemi var ki !! Yaşasın intikam.. Ne gerek var ki savcıya,
hakime ,polise, askere. Hepsinin yerine kahramanımız var ya işte..
Eee bunlar sanal
karakterler… izleyen ,oynayan herkes bilir bunları.. Düğme kapanır ve her şey
biter ..mi acaba ??
Bitseydi bunca
şiddet sarmalına dolanırmıydık..
Ekonomik sıkıntıda
olan borçlarını ödeyemeyen patron çalışanını çağırıp, bağırıyor ;hakaret
ediyor.. Patron karşısında sesini çıkaramayan çalışan eve gelince ,yemeğin
tuzunu fazla kaçıran karısına kodum mu otutturuyor.. Oturduğu yerde öfkeyle
kalkan kadın herhangi bir sebeple feryat figan ağlayan veledin saçına yapışıp
poposuna terliği indiriyor. Göz yaşlarını silen velet ortada emekleyen
kardeşinin etine dişlerini gömüyor.. En küçük kurban da oyuncak bebeğin
saçlarına yapışıp yere vura vura kafasını gözünü dağıtıyor…
Bu çocuklar
büyüdüğünde bu döngü böylece sürüp gidiyor..
Vee bizler kadına
şiddetten şikayet ediyoruz..Sokalarda cam çerçeve indiren serserilerden yaka
silkiyoruz. Okul arkadaşını bıçaklayan Üniversiteli gence, Eyvahlar olsun diye
dertleniyoruz..
Eee sonuç !! insan sosyal bir varlık beraber yaşar, görerek
öğrenir ,öğrendiklerini hayata geçirir ve sonraki kuşaklar aktarır..
Yani, iyi toplumsal rol modellere ihtiyaç var ama bunlar uzaydan
veya başka bir yerden gelmeyecek.. !..
Bir kere bu tür oyunlar yasaklanmalı. Şiddet sarmalını çok iyi anlatmışsın. Kadına şiddete çözüm için burdan başlamak lazım.
YanıtlaSil"Cem Kazan "
YanıtlaSilYasaklamanın çözüm olduğuna inanmıyorum.Zaten bu çokta mümkün değil.Şiddete ve şiddet içerikli ürünlere karşı farkındalık kazanmak ve bilinçlenmekle mümkün olacak galiba.