10 Nisan 2018 Salı

İNGİLİZ TARZI LÜKÜS (!) HAYAT



DOWNTON ABE

İmdb puanı 9 olan Efsane İngiliz dizisi. Benim dizi tap listemde frsher ile başa baş kapışır.

Konusu Bronte kardeşlerin romanlarındaki gibi soylu ailenin en büyük kızının evlenme sorunsalı üzerine. Ve olaylar bu konu etrafında örgüleniyor.

Üç kızı olan Lord Crowley ‘nin unvan ve servetinin veraseti kanunen kızlarına kalamayacağı için yeğenine kalacaktır. Bir sabah gazetelerde ilk haber Titanik’in batmasıdır. Lord Grandham’ın varisi gemide ölenler arasındadır. Bunun üzerine mirasçı uzak kuzenlerden biri olan Matthew olur. Amerika’da okumuş ve yetişmiş bir avukat olan Matthew ‘ya karşı tüm aile önyargılıdır. Matthew Downton’a gelir ve olaylar gelişir.

Dizinin geçtiği yer İngiliz aristokrat bir ailenin yaşadığı Downton Malikânesi. Muhteşem ama soğuk ve kasvetli bir bina. Malikâne de yaşayan ailenin en az iki katı hizmetçinin olduğu bir yer. Sadece aile değil, çalışanlar arasında geçen olaylar da işleniyor dizide. Dizinin süresi alışıldık yabancı dizilere nazaran oldukça uzun.50 dk. İle 1.30 saat arasında değişiyor. Uzun olmasına rağmen, bizdeki dizilerin süresini uzatmak için yapılan atraksiyonlar, uzun uzun bakışmalar vs. yok. Yani vakit doldurmak için dizi sündürülmüyor. Mesele dizi karakterinin sakatlanması bir bölüm sürüyor. İkinci bölümde yürüyor. Ya da bir bölümde hamile kalan karakterin diğer bölümde bebeği oluyor. Evlenme teklifi ile evlilik arasında en fazla birkaç bölüm geçiyor.

19 yy sonu 20. yy başı geçen dizide birçok toplumsal olayları, teknolojik gelişmeleri satır aralarında görüyorsunuz. Elektriğin ve telefonun gelmesi, kadınlara oy hakkı verilmesi. İrlanda’nın bağımsızlık hareketleri, 1. Dünya savaşı sonrası yaşanan sosyal ve politik gelişmeler vs satır aralarında işleniyor.

Austen kardeşlerin romanlarında gördüğümüz şekilde İngiliz Aristokrasisinin keskin kurallarının nasıl işlediğini görüyoruz dizide. Kurallar o kadar katı ki, frakı zarar gördüğü için normal bir takım elbiseyle akşam yemeğine oturmak zorunda kalmak bir felaket. İşin ucu, sorumlu çalışanın işten atılmasına kadar gidebilir. Sofrada oturanlarda birinin üstüne, uşağın yemek dökmesiyle, kâhya kalp krizi geçiriyor. Yani o derece.

Lady lerin her birinin özel hizmetçileri var. Giyinmelerine, makyaj ve saçlarının yapılmasına yardım ediyorlar. Aslında yardım falan değil tamamen onlar yapıyor. Lady hizmetçilerinden birinin habersizce işten ayrılmasıyla, hanımın yaşadığı dehşet görülmeye değer. Kadıncağız ”ama sabah ben nasıl giyineceğim ?” diye gözlerini açarak çaresizlik içinde söyleniyor.

Matthew ’in ilk başlarda kendi ceketini giyip çıkarmasına aile üyeleri dehşet dolu bakışlarla karşılıyorlar, durumu onun Amerikalı görgüsüzlüğüne veriyorlar. Diğer konuklara karşı da bu bir utanç mevzusu. Matthew ’de raconu öğreniyor da aile üyeleri rahatlıyor sonunda. “Amerikalı gibi “ tanımı görgüsüzlükle eş değer. Hakaret etmek ya da laf sokmak için kullanılıyor.

Tamam, aristokratları bir derece anlayabiliriz. Adamlar sonuçta zengin ve soylu. Kaç asır öteye uzanan sülalesi, Karun gibi paraları var da, bu çalışanlar arasındaki statü farkını anlamak inanın mümkün değil. Kardeşim sonuçta hepiniz de orada maaşlı çalışansınız. Ne bu kibir. Lady hizmetçilerinin kibri, diğer hizmetçilere tepeden bakması hanımefendilerde yok. Lord uşaklarından birinin elinde alerjik yaralar çıkınca doktor eldiven giymesini söylüyor. Adamcağıza sanki küfür edilmiş gibi, dehşeti anlatılmaz.”Ne yani garsonlar gibi eldiven mi giyeceğim?” diyor.

Zaten kâhya Mıstır Kağsın (!) sanki bir devleti idare ediyor sanırsınız. Adam sırf karizma.


Ama benim favori karakterim oldu Lady Violet Crowley. Maggie Smith bu rolde döktürüyor. Elini bastonuna dayayıp sırtı dimdik oturarak gözlerini kocaman açıp öyle bir laf sokması var ki görmeye değer. Sırf onun hatırına tüm yeniliklere karşı çıkası geliyor insanın. Bir de İngiliz aksanıyla  “nööv, alööv “deyişi var kii… Of of. 

Matthew avukat olarak iş bulduğunu, çalışacağını ve hafta sonların malikâneye geleceğini söyleyince, Şaşkın şaşkın etrafa bakarak “hafta sonu ne demek ?” diye sormasından sonra, senin hatırına hafta sonları da çalışmak mecbur olsun Oldu Lady diyesim geldi. Ha tabi “centilmenler çalışmaz” diye düşündükleri için hizmetçiler de dâhil ne yapacaklarını ne söyleyeceklerini şaşırıyorlardı, sonradan görme Amerikalı mirasçıya.

Hizmetçiler de tüm gün “ma ledi “ ma lood” diye dolanıyor ortada. Beş kişilik ailede 4 orta hizmetçisi,3 garson uşak, İki kâhya, iki “ma lood” uşağı,2 “ma liedi “  hizmetçisi, Bir ahçı,1ahçı yardımcısı, bir ahça yamağı, bir şoför var. Artık kalan çalışanları ona göre hesap edin. Zaten Violet Crowley de malikânelerin başlıca vazifesinin, istihdam sağlamak olduğunu söylüyor da, bu kadar adam ne üretiyor bilmiyorum. Bu kadar harcamaya dağ dayanmaz. Dayanmıyor da zaten. Âmâ daha fazla spoler vermeyeyim.

Dönem dizisi olmasına rağmen, tarihi gerçeklere ne kadar sadık bilmiyorum. Ama bu konu da şüpheliyim. Zira daha Cumhuriyet ilan edilmeden Türk diplomattan ve Türkiye Devletinden bahsedilmesi. Soyadı kanunu çıkmadan Kemal Pamuk isimli bir diplomata yer verilmesi bu konuda itimadımı sarstı.

Aslında daha anlatılacak çok şey var da. Uzatmayayım. Şöyle ağzı yüzü düzgün bir dizi izlemek istiyorsanız, vaktiniz de varsa tavsiye ederim.



16 yorum:

  1. Çok ilginçmiş cam güzeli, hoşuma gitti, ev halkının iki katı uşak, aşçı, kendi kendilerine giyinememeleri filan:))komikmiş yaaa, hey Alla'm! En ilginci de hizmetlilerin birbirini hakir görmesi! Yıllar önce trt'de Yukarıdakiler, Aşağıdakiler diye bbc yapımı bir dizi izlemiştim onu anımsattı..ama bu ondan daha iyi belli ki...eline sağlık, çok teşekkürler:)

    YanıtlaSil
  2. Komedi değil aslında,ama inceden de bir İngiliz mizahı var.Benim beğendiğim bir dizi.
    Aa evet o diziyi bu aralar bayağı duydum.Sonrasında ona da bir bakmak istiyorum.

    YanıtlaSil
  3. Aaa çok merak ettim bana uygun bir dizi.. Hangi platformdan izledin

    YanıtlaSil
  4. Sanırım pişman olmazsın.Bir çok dizi sitesinde var.Ben genelde az reklam olan siteleri tercih ediyorum :))

    YanıtlaSil
  5. Şu sıralar Yurdagül Çelik'in önerisiyle Lie to Me adlı diziyi izliyorum. Bitirince belki bu diziye bakarım :)

    YanıtlaSil
  6. "Arif öztürk"
    Lie to me beden dilini çok iyi anlatan,benim de çok beğendiğim bir yapım.Downton Abe ondan tamamen farklı bir dizi.Sosyoloji ve dönem yapımları ilginizi çekiyorsa tavsiye ederim.

    YanıtlaSil
  7. hımmmm duydum ama izlemedim ama izlenirmiş, austen hayranıyım bi deee, severim demekkisi :) frasier süpeeer tabiii :)

    YanıtlaSil
  8. Tam da yeni dizi ararken ohmisss, bu akşam bu ikinci dizi önerisi. Çok teşekkürler efenim, pek mahbule geçti. ;) Sevgiler.

    YanıtlaSil
  9. "deeptone"
    Frasier bir efsaneydi ya :)) Austen hayranı isen tam senlik bir dizi.Tek sıkıntı diğer yabancı dizilere göre uzun olan süresi.

    YanıtlaSil
  10. "complete_the_sentences"
    Aman efenim mahbule! geçmesine ben de pek sevindim.Sefanız olsun.Yanına bi de çay çerez ,gel keyfim gel :))

    YanıtlaSil
  11. Uygun zamanda göz atacağım :) Teşekkürler :)

    YanıtlaSil
  12. "Daha Mutlu Yaşam"
    Umarım beğenirsiniz :) Sevgiyle kalın :)

    YanıtlaSil
  13. Maggie Smith için ilk bölümünü izlemiştim, aslında güzeldi neden devam etmedim bilmiyorum :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. O yaşlı bayan için ben de izlerim.
      Old Lady filminde gerçekten çok iyiydi.

      Sil
  14. "Kağıt Salıncak"
    Yeniden bir şans verebilirsin.Güzel bir dizi 😊

    YanıtlaSil
  15. imbd 9 hayli iddialı bir puan.Listeme aldım gitti :)

    YanıtlaSil