28 Aralık 2014 Pazar

İNGİLİZCE ÖĞRENME ÜZERİNE NOTLAR !



SENİ YENECEM İNGİLİZCEE
                Bu günlerde harıl harıl yabancı dil öğrenmeye çalışıyorum 

    Gerçi gül gibi Fransızcam var ama para etmiyor. İlle de İngilizce
                Ee bir dil bir insan iki dil iki insan demişler. Bu hesapta  ben üç insan ediyorum!
                Bak Fransızcada ‘’R’’ harfini mükemmel telaffuz ederim harfini dilini geri çekip genizden ‘’Ğ’’ gibi çıkaracaksın.Parlez-vous Français (pağlö vu fğanse) dedin mi oldu bu iş.
                Birde bir tekerleme var aklımda 
                -Hey metin - ue çetin -  İle laba  -   avek Ünal - Ünal kiyees  - setön garson? - no setön fiil
                Burada iki arkadaş  birbiriyle konuşuyor. 
                -Hey Metin Çetin nerde? Diye soruyor biri
                -İşte orda Ünal’ la birlikte  deyince beriki  tekrar soruyor.

    -Ünal kim erkek mi?

    -Hayır o bir kız.     

     Diyalog bu kadar.
                Haa birde '' mademoiselle ''  yani matmazel evli olmayan kadınlara deniyor
                Ne dersiniz   cv me orta derece Fransızca biliyor yazabilir miyim?
                Sınıfımızdaki gençler zehir gibi. Hepsi lisede 6 sene İngilizce görmüş. Hoca sorar sormaz atlıyorlar. Eee  güzel kardeşim madem biliyorsun ne diye gelirsin İngilizce kursuna. Benim gibi cahilleri ezikleyip artistlik yapmak için mi?
                İşte zamanında İngilizceyi öğrenmezsen olacağı bu
                Gerçi bildiklerimle meramımı anlatıyordum 

                Bir akşam İzmir’de Amerikalı turistlerle bir otelde karşılaştık. Belli ki otele akşam giriş yapmışlar 
                Bana karşıda ışıkları  görünen Körfezi sordular, Soruyu anladım ama nasıl cevap vereceğim, düşünüyorum düşünüyorum, denizin İngilizcesi aklıma gelmiyor. Âmâ okyanusu hatırlıyorum.
                Turistler soran gözlerle yüzüme bakmaya devam ediyorlar. Artık cevap vermek milli itibar meselesi oldu
                Cevabı patlattım ‘’Little ocean’’
                Turistlerde bir kahkaha koptu, karınlarını tutup” si si  (sea –sea )” diye diye güldüler, olsun meramımı anlattım sonuçta 
                Hem Fas’ta çatır çatır pazarlık yapmışlığım var. “How   much  Money ( hav maç mani)” diyorsun, satıcı da  bir rakam söylüyor ama anlamıyorsun tabi. Onlarda İngilizcenin kafasını gözünü yardıkları için!
                O zaman uluslararası Tarzan’ca  devreye giriyor, satıcı hesap makinesine istediği fiyatı yazıyor.
Sende onun yarısı fiyatı yazıp makineyi geri  veriyorsun. Sonra o indiği fiyatı veriyor, bu defalarca tekrarlansa da en sonunda ortak bir fiyatta buluşuyorsun 

                Ee bir kadın için alışverişini yapabildikten sonra fazlasını napacaksın  
                Ama  artık bu hallere maruz kalmayayım, İtibarımı kurtarayım elin turistine bi daha rezil olmayayım İngilizceyi çatır çatır öğreneyim… Mi dedim? 
                Yok, yok demedim. Okulda İngilizce zorunlu ders  olmasaydı ben de İngilizceden kalmasaydım dünyada bu işe başlamazdım 
                Ama napcan mecbuuur!




  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder