SENİ YENECEM
İNGİLİZCEE
Bu
günlerde harıl harıl yabancı dil öğrenmeye çalışıyorum
Gerçi gül gibi
Fransızcam var ama para etmiyor. İlle de İngilizce
Ee
bir dil bir insan iki dil iki insan demişler. Bu hesapta ben üç insan
ediyorum!
Bak
Fransızcada ‘’R’’ harfini mükemmel telaffuz ederim harfini dilini geri çekip
genizden ‘’Ğ’’ gibi çıkaracaksın.Parlez-vous Français (pağlö vu fğanse) dedin
mi oldu bu iş.
Birde
bir tekerleme var aklımda
-Hey
metin - ue çetin - İle laba - avek Ünal - Ünal kiyees
- setön garson? - no setön fiil
Burada
iki arkadaş birbiriyle konuşuyor.
-Hey
Metin Çetin nerde? Diye soruyor biri
-İşte
orda Ünal’ la birlikte deyince beriki tekrar soruyor.
-Ünal kim erkek mi?
-Hayır o bir kız.
Diyalog bu kadar.
Haa
birde '' mademoiselle '' yani matmazel evli olmayan kadınlara deniyor
Ne
dersiniz cv me orta derece Fransızca biliyor yazabilir miyim?
Sınıfımızdaki
gençler zehir gibi. Hepsi lisede 6 sene İngilizce görmüş. Hoca sorar sormaz atlıyorlar.
Eee güzel kardeşim madem biliyorsun ne diye gelirsin İngilizce kursuna.
Benim gibi cahilleri ezikleyip artistlik yapmak için mi?
İşte
zamanında İngilizceyi öğrenmezsen olacağı bu
Gerçi
bildiklerimle meramımı anlatıyordum
Bir
akşam İzmir’de Amerikalı turistlerle bir otelde karşılaştık. Belli ki otele
akşam giriş yapmışlar
Bana
karşıda ışıkları görünen Körfezi sordular, Soruyu anladım ama nasıl cevap
vereceğim, düşünüyorum düşünüyorum, denizin İngilizcesi aklıma gelmiyor. Âmâ
okyanusu hatırlıyorum.
Turistler
soran gözlerle yüzüme bakmaya devam ediyorlar. Artık cevap vermek milli itibar
meselesi oldu
Cevabı
patlattım ‘’Little ocean’’
Turistlerde
bir kahkaha koptu, karınlarını tutup” si si (sea –sea )” diye diye güldüler,
olsun meramımı anlattım sonuçta
Hem
Fas’ta çatır çatır pazarlık yapmışlığım var. “How much Money ( hav
maç mani)” diyorsun, satıcı da bir rakam söylüyor ama anlamıyorsun tabi.
Onlarda İngilizcenin kafasını gözünü yardıkları için!
O
zaman uluslararası Tarzan’ca devreye giriyor, satıcı hesap makinesine
istediği fiyatı yazıyor.
Sende onun yarısı fiyatı yazıp makineyi geri veriyorsun. Sonra o indiği
fiyatı veriyor, bu defalarca tekrarlansa da en sonunda ortak bir fiyatta
buluşuyorsun
Ee
bir kadın için alışverişini yapabildikten sonra fazlasını napacaksın
Ama
artık bu hallere maruz kalmayayım, İtibarımı kurtarayım elin turistine bi
daha rezil olmayayım İngilizceyi çatır çatır öğreneyim… Mi dedim?
Yok,
yok demedim. Okulda İngilizce zorunlu ders olmasaydı ben de İngilizceden
kalmasaydım dünyada bu işe başlamazdım
Ama
napcan mecbuuur!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder